Cevap :
Kavimler Göçü, 4. yüzyılın ortalarında Hunlar Aral Gölü ile Hazar Denizi arasındaki bölgeden Don veVolga nehirleri arasındaki bölgeye kaymışlardır.
Orta Asya'daki Çin Devleti'nin egemenliğinden kurtulmak için MS 350 yıllarında batıya hareket eden Hun grubu, Volga-Don nehirleri arasında yaşayan Hunların daha batıya göçmelerine neden oldu. O tarihlerdeKaradeniz'in kuzeyindeki düzlüklerde Cermen kavimlerinden olan Gotlar yaşamaktaydı. 375 yılında Hunlar, Gotların yaşadıkları bu bölgeye girdi.
Hunların bu bölgede yerleşmesiyle daha fazla buralarda yaşayamayan çoğunluğu Cermen olan Vizigotlar,Ostrogotlar, Gepitler, Burguntlar, Vandallar ve Germen olmayan Slavlar batıya doğru göç etmeye başladılar. Romalıların barbar olarak adlandırdığı bu kavimler önlerine çıkan diğer kavimleri yurtlarından atarak İspanya'ya hatta Kuzey Afrika'ya kadar ilerlediler. Yıllarca süren bu döneme Kavimler Göçü denir. Kavimler Göçü, günümüz Avrupa devletlerinin temellerini atan önemli bir olaydır.
Kavimler Göçü'nün sonuçları [değiştir] Roma İmparatorluğu 395'te ikiye ayrılmıştır. Göçlere dayanamayan Batı Roma İmparatorluğu 476'da yıkılmıştır. Avrupa yüzyıla yakın bir süre karışıklıklar içinde kalmıştır. İlk çağ sona ermiş, Orta Çağ başlamıştır. Avrupa'da derebeylik (feodalite) rejimi ortaya çıkmıştır. Barbar kavimlerin birbirleriyle ve Romalılarla kaynaşması sonucu yeni milletler ortaya çıkmıştır ve bunun sonucunda bugünkü Avrupa milletlerin etnik yapısının oluşumundaki katkısı çok fazla olmuştur.[kaynak belirtilmeli] Barbar kavimler arasında Hıristiyanlık hızla yayılmıştır. Cermenler, Hıristiyanlığı kabul ederek Ortaçağ Avrupa'sına damgalarını vurmuşturlar. Bunun sonucunda Orta Çağ Avrupasında kilise, papalık ve skolastik düşünce güç kazanmaya başlamıştır.kavimler göçü
Kavimler Göçü, 4. yüzyılın ortalarında Hunlar Aral Gölü ile Hazar Denizi arasındaki bölgeden Don ve Volga nehirleri arasındaki bölgeye kaymışlardır.
Orta Asya'daki Çin Devleti'nin egemenliğinden kurtulmak için MS 350 yıllarında batıya hareket eden Hun grubu, Volga-Don nehirleri arasında yaşayan Hunların daha batıya göçmelerine neden oldu. O tarihlerde Karadeniz'in kuzeyindeki düzlüklerde Cermen kavimlerinden olan Gotlar yaşamaktaydı. 375 yılında Hunlar, Gotların yaşadıkları bu bölgeye girdi.
Hunların bu bölgede yerleşmesiyle daha fazla buralarda yaşayamayan çoğunluğu Cermen olan Vizigotlar, Ostrogotlar, Gepitler, Burguntlar, Vandallar ve Germen olmayan Slavlar batıya doğru göç etmeye başladılar. Romalıların barbar olarak adlandırdığı bu kavimler önlerine çıkan diğer kavimleri yurtlarından atarak İspanya'ya hatta Kuzey Afrika'ya kadar ilerlediler. Yıllarca süren bu döneme Kavimler Göçü denir. Kavimler Göçü, günümüz Avrupa devletlerinin temellerini atan önemli bir olaydır
uygurlar
Uygurlar, (Uygurca: ئۇيغۇر ýuyghur) çoğunluğu Çin Halk Cumhuriyeti'ne bağlı Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde yaşayan Türkî halktır. Dilleri Türk dillerinden Uygurca'dır. Uygurca, Arap kökenli bir alfabe ile yazılır.
Uygurlar, geçmişte Çin ile dostça ilişkiler kurmamış, baskı ve işkence ile birlikte yaşamaya zorlanmıştır. Böylece, köyler ve kasabalar gelişerek kalabalık şehirler haline gelmiştir ve bu nedenle ilk yerleşik hayata geçen Türk devleti, Uygur Devleti olmuştur. Bunun sonucunda tarım ve mimarigelişmiştir. Tahta harflerle matbaacılık yapan Uygurlar, kağıdı da kullanmışlardır. Bu sayede yeni bir alfabe oluşturmuşlardır. Bu alfabe 14 ila 18 harften oluşur. Uygurlar, kendi dinleri dışında diğer dinlere hoşgörülü olmuştur.
Uygur halkı iki defa, 1933 ve 1944 yıllında, kendi otonom cumhuriyetini kurmuştur. Çin Halk Cumhuriyeti 1949'da Doğu Türkistanı işgal ederek, Uygurların 1944'den beri var olan 2. Doğu Türkistan Cumhuriyetini yok etmiştir. Uygur halkı, Çin içerisinde kendi geleneklerini ve kültürlerini sürdüremediklerinden yakınmaktadır. Uygurlar, her ne kadar sözde özerk bir cumhuriyete sahip olsalar da, Çin egemenliğine girdiklerinden beri bağımsızlıkları için
asya hunları
Büyük Hun İmparatorluğu ya da Asya Hun İmparatorluğu (Çince: 東匈奴, anlamı: Doğu Hiung-nu), M.Ö. 220'de yaşamış eski TürkçedeKun, Çince Hiung-nu, batı dillerinde Hun adıyla geçen Türk devleti.[1][2][3] Hun İmparatorluğu'nu Türk boyları kurmuş, yönetmiş; Türk kültürüdevlete şeklini vermiştir.[4]
Hiung-nu adına ilk olarak M.Ö. 318 yılında Çin ile yapılan Kuzey Şansi Savaşı'nda ve bunun sonucunda yapılan anlaşmada rastlanmaktadır.Hiung-nular günümüzün Moğolistan bölgesinde; Çin'in kuzeybatısında yaşamlarını sürdürmekteydiler. Bilinen ilk imparatorları Teoman'dır. En büyük imparatorları ise, Mete'dir. Çinliler önüne geçemedikleri Hiung-nu'ların saldırılarının ardından M.Ö. 214 yılında Çin Seddi'ni inşa etmek zorunda kalmıştır. Bu yapı günümüzde halen bir dünya harikası olarak kabul edilmektedir. Ming Hanedanı döneminde de yenilenen büyük duvarın birçok kısmı sağlamlığı ile günümüzde hala ayakta kalmıştır. Doğu Hiung-nular en parlak dönemini Mete zamanında yaşamıştır.
Kuruluşu hakkında kesin bilgiler yoktur. M.Ö. 220 yılında Teoman tarafından kurulduğu kabul edilir. Teoman'dan sonra devleti büyük bir imparatorluk haline getiren Mete'dir. Mete, İpek Yolu'na egemen olmak için Çin ile savaşmıştır. M.Ö. 200 yıllarında Çin'i yenilgiye uğratarak vergiye bağlamıştır. M.Ö. 187 yılında başında Ka-o-ti'nin bulunduğu Çin İmparatorluk Ordusu'nu, Pa-i-Teng Seferi'nde on tümenden oluşan (yüz bin kişiye tekabül eder) disiplinli ve düzenli ordusuyla yenilgiye uğratmıştır. Bu Çin ordusunun sayısının bazı kaynaklarda iki yüz bin bazı kaynaklarda ise otuz beş tümen yani üç yüz elli bin olduğu yazmaktadır. Mete devrinde Sibirya, Çin Denizi, Japon Denizi ve Hazar Deniziarasında kalan tüm topraklara hakim olunmuştur.,
,