Didem21
Cevaplandı

Eski türklerde " kam , ozan, baksı, şaman adlarının kime verildiğini ve bunların görevlerini söyler misiniz? Aciil :)

Cevap :

Şamanİlk olarak XIII. y.y.' da kullanılmış olan "şaman" sözcüğünün eski Türkler tarafından kullanılmadığını öncelikle belirtmek gerekir. Eski Türkler’de şaman sözcüğü yerine "Kam" sözcüğü kullanılmıştır. Eski Türkler’de dini törenleri yöneten kişiye "Kam" denildiği, eski Çin kaynaklarından anlaşılmaktadır. Türkler’in günümüzde "şaman" anlamında kullandıkları Kam sözcüğü, araştırmacılara göre en az 5. y.y.’dan bu yana yaşamaktadır.

Uygurca’da şaman, "hastalıkları gideren, acıları dindiren, çılgınlıkları, saraları yatıştıran, hastalara ilaç yapan kimse" anlamında, "otacı" diye anılmıştır. Çin kaynaklarına göre, Kırgızlar’da şamanın adı Gan’dır. Altaylılar şamana Kam, kamların yönettikleri törenlere de "kamlama" demişlerdir. Moğolca’da şamanın karşılığı ise Böge’dir. Fakat Orhun Yazıtları'nda ve ele geçen Göktürkçe yazılı metinlerde ne "din adamı" anlamında, ne de "şaman" anlamında Kam sözcüğüne rastlanmadığı gibi, hiçbir belgede şamanlıkla ilgili açıklamalara rastlanmamıştır.

Şaman inanışına göre yeryüzünde yaşayıp, alt ve üst dünyaya yolculuk yapar. Şifacı, ruhların öte dünyaya gitmesine yardım eder. Evleri kötü ruhlardan korur. Davulu transa geçmesini sağlayan ve özel bir yöntemle yapılan en önemli aracıdır. Yardımcı, koruyucu ruhları vardır, onlar şamana öte alemlere yolculuğu sırasında yol gösterirler. Türk şamanların en önemli yardımcı ruhları körmös'lerdir. Körmösler ölmüş şamanların ruhlarıdır.

 

 

Ozan

Türk edebiyatının başlangıcından 16. yüzyıla kadar "Ozan" kelimesiyle anılan halk şairleri toplumdaki olumlu ya da olumsuz gelişmeler, ozanın sazına, sözüne ve sesine konu olur. Ozanlarımız toplumun sorunlarını dile getirmek, olup biteni daha erken görme ve gelecek nesillere mesaj verme özellikleriyle de tanınmıştır. Böylece halka mal olmuşlardır. Ozanlık geleneğinde tabiat sevgisi vardır, halk sevgisi vardır, vatan sevgisi vardır, hak sevgisi vardır. Halkın bağrından kopar ve temsil ettiği toplumun sorunlarını, mesajlarını sazıyla anlatır. Yaşadıkları dönemlerde her halk ozanının farklı bir yeri vardır. Ama tüm halk ozanlarımızın buluştuğu yer, halkın gönlüdür.

Türk Edebiyat Tarihinin önemli ozanları:

 

Karacaoğlan Kul Nesîmî Gevheri Âşık Ömer Kayıkçı Kul Mustafa

 

 

 

Şiirini, aşk, doğa, kahramanlık gibi konularda, sazıyla birlikte söyleyen şairlere İslâm’dan önce "ozan", "baksı", "kam" "şaman" denilirken, İslâm’ın kabulünden sonra "aşık" ya da "saz şairi" denmiştir. En eski Türk şairleri, Tonguzlar’ın Şaman, Mogol ve Boryatlar’ın Bo veya Bugue, Yakutlar’ın Oyun (Ouioun), Altay Türkleri’nin Kam, Samoitler’in Tadibei, Finovalar’ın Tietoejoe, yani bakıcı, Kırgızlar’ın Baksı-Bakşı, Oğuzlar’ın Ozan dedikleri –sahir-şair’lerdir. Sihirbazlık, rakkaslık, mûsikişinâsilik, hekimlik gibi birçok vasıfları kendilerinde toplayan bu adamların, halk arasında büyük bir yer ve ehemmiyetleri vardı.

Destan, belirli dönemlerde, günlerde kuvvetli bir hafızaya, belleğe, söyleyiş ya da hitabet gücüne sahip olan şairler tarafından bir çalgı aleti eşliğinde bir grup karşısında söylenir. Dinleyici söylenenin destan olduğunu rahatlıkla anlar. Enstrüman olarak da kopuz bulunmaktaydı. Bu gelene in devamı olarak günümüzde aşıklar bu görevi saz e li inde sürdürmektedirler. Zamanla bu da yapma destanları ortaya çıkarmı tır. Destanlar çok uzun manzum hikâyeler oldu undan kuvvetli bir bellek ve hafıza istemektedir. Bu nedenle destan söyleyicileri halk arasında saygın bir yere sahiptirler.

Eski Türk topluluklarında da ozan ya da kam, baksı gibi adlarla anılan bu Halk şairleri, söz söylemeye, saz / kopuz / davul çalma gibi yeteneklerin yanısıra, büyücülük, hekimlik vb. çeşitli görevleri de üzerlerinde toplamışlardır. Bu bakımdan da toplum üzerinde oldukça etkindirler. Kam, Baksı, Şaman, Ozan gibi halk şairlerinin görevleri, destanların müzik melodileri yardımıyla okunmasını ve dilden dile dolaşarak akılda kalmasını sağlamışlardır. Ayrıca başka tür görevlerde de bulunan bu halk şairleri, dinsel törenler için din adamları, sağaltım için hekim, vb. meslekler gelişmiştir.

İslamiyet öncesi Türk Halk Edebiyat'nın bu Halk şairlerine Kaşgarlı Mahmud'un Divânü Lûgati't Türk adlı eserinde rastlıyoruz. İlk Türk şairleri; Aprın Çor Tigin, Çuçu, Ki-ki, Kül Tarkan, Asıg Tutung, Pratyaya Şiri, Kalun Kayşı, Çisuya Tutung'dur.

 

 

Cevap:

kam ozan baskı şaman dır iyi dersler