Cevaplandı

hemen intertetde yazıyor diye yazmıyın şikayet edilir .

BEDRİ RAHMİ EYÜPOĞLU İLE İLGİLİ HAYATI AMA AZ VE ÖZ OLSUNN

Cevap :

Hayatı :

1913 yılında, Görele'de doğdu. İlk şiirlerini lise yıllarında yazdı. Trabzon Lisesi’nde okurken, ünlü ressam Zeki Kocaemmi’nin öğrencisi olması Eyüboğlu'nun yaşamını değiştirdi. Zeki Kocaemmi’nin yönlendirmesi sonunda, İstanbul'a giderek, Güzel Sanatlar Akademisi'ne girdi. Mezun olduktan sonra Fransa'ya gitti. İki yıl, Paris'te
eğitim gördü. André Lhote'un yanında resim çalıştı. Fransa'da Rumen asıllı ( daha sonra eşi olan) Eren Eyüboğlu ile tanıştı. Türkiye'ye döndükten sonra, Güzel Sanatlar Akademisi'nin Resim Bölümü'nde öğretim üyesi olarak göreve başladı. 1960 ve 1961 senelerinde, iki kez ABD'ye gitti. Birçok geziye katılan , konferanslar veren Eyüboğlu; resim çalışmaları ile 1969 yılında, Sao Paulo Bienali'nde onur madalyası kazandı. Çok sayıda öğrenci yetiştiren ve bir çocuk babası olan Eyüboğlu; 1975 yılında öldü.

1927’de başladığı resim öğretmenliğini ise ölümüne kadar sürdürmüş ve çok sayıda öğrenci yetiştirmiştir.

Eserleri :

Resim:
Paris, 1930
Mustafa Eyüboğlu, 1933
Yazılı Natürmort, 1936
Salı Pazarı, 1938
Eren, 1940
Nallanan Öküz, 1947
Düşünen Adam, 1953
Köylü Kadın (Tren-Yataklı Vagon), İstanbul Resim ve Heykel Müzesi
Karadut Satıcısı, 1954
Çömelmiş Köylü, 1972
Ankara'nın Kavakları, 1973

Görele'de doğdu.21 Eyül 1975'te İstanbul'da öldü. Ailesinin beş çocuğundan ikincisidir. Trabzon Lisesi'nde okurken,1927'de bu okula resim öğretmeni atanan Zeki Kocamemi'nin öğrencisi oldu. Onun derslerinin etkisi ve okul müdürünün özendirmesiyle 1929'da İstanbulGüzel Sanatlar Akademisi'ne (şimdi Mimar Sinan Üniversitesi) girdi. Burada Nazmi Ziya ve İbrahim Çallı'nın öğrencisi oldu.1930'da eğitimini bitirmeden, ağabeyisi Sabahattin Eyüboğlu'nun yanına Paris'e gitti. Orada André Lhote'un yanında resim çalıştı. Daha sonra evleneceği Rumen asıllı eşi Eren Eyüboğlu ile de burada tanıştı. 

Yurda döndükten sonra 1934'te D Grubu'nun dördüncü sergisine otuz resmi ile katıldı. İlk kişisel sergisini de aynı yıl Bükreş'te açtı.1934'te katıldığı Akademi'nin diploma yarışmasında üçüncü oldu. Bu derece ile mezun olmak istemediği için bir yandan diploma yarışmasına yeniden hazırlanırken, bir yandan da bir süre Çerkeş demiryolu yapımında çevirmenlik yaptı, Tekel Genel Müdürlüğü'nde çalıştı.1936'daki diploma yarışmasında Hamam adlı kompozisyonuyla birinci oldu. Aynı yıl Moskova'da düzenlenen Çağdaş Türk Sanat Sergisi'ne katıldı.1937'de Cemal Tollu'yla birlikte Akademi'nin Resim Bölümü Şefi Léopold Lévy'nin asistanı oldular. Bedri Rahmi birçok ressamın katıldığı CHP'nin kültür programı çerçevesinde resim yapmak için 1938'de Edirne'ye,1941'de de Çorum'a gitti. Bu dönem resimlerinde köy manzaraları, köy kahveleri, faytonlu yollar, iğde dalı takmış gelinler gibi Anadolu'ya özgü görünümler egemendir. 

1940'lardan sonra duvar resimlerine yöneldi. İlk duvar resmini 1943'te İstanbul'da, Ortaköy'deki Lido Yüzme Havuzu için yaptı.1947'de İstanbul'da özel bir atölye ve galeri açtı.1950'de Ankara'da sanatının o güne kadarki bütün dönemlerini kapsayan bir sergisi düzenlendi. Bedri Rahmi aynı yıl bir kez daha Paris'e gitti ve İnsan Müzesi'nde (Musée de I'homme) ilkel kavimlerin sanatını inceledi. Bu incelemeleri 'güzel'in aynı zamanda 'yararlı'da olabileceği, 'yararlı' olmanın 'güzel'in gücünü eksiltmeyeceği düşüncesine ulaşmasına yol açtı. Bu düşünce ise onun bundan sonraki sanat görüşünü tümüyle etkiledi, yönlendirdi. 

Bedri Rahmi 1928'de daha lise öğrencisiyken şiir yazmaya başlamıştır. Şiirlerine,1933'ten sonra Yeditepe, Ses, Güney, İnsan, İnkılapçı Gençlik ve Varlık dergilerinde yer verilmiştir.1941'den başlayarak çeşitli şiir kitapları yayımlanmıştır. Halk edebiyatının masal, şiir, deyiş gibi her türüne karşı duyduğu hayranlık, şiirlerine de yansımıştır. Halk dilinden ve şiirinden aldığı öğeleri kendine özgü bir biçimde kullanarak halk diline yaklaşma çabasını sonuna dek götürmüştür. Bu nitelikleriyle şiirleri, resimleriyle büyük bir benzerlik gösterir. Akıcı, rahat bir dille kaleme aldığı gezi ve deneme yazılarında ise sürekli gündeminde olan halk kültürü, halk sanatı konularındaki görüşlerini sergilemiştir.