Cevap :
aiklik, devletin dinler arasında ve
dini görüşlerle dini olmayan görüşler arasında
pozitif veya
negatif ayrımcılık yapmaması gerektiği temel düşüncesine dayanan siyasal ve
hukuki ilke. Din ve devlet işlerini birbirinden ayırarak, devlet işlerini dini prensiplerin dışında tutma.
Laik kelimesi,
Latincedeki “laicus” sözünden gelen “laik” deyimi,
Türkçe’ye
Fransızca’daki “laice” ya da “laique” sıfatından geçmiştir. İlk kullanıldığı batı dillerinde “dine ya da kiliseye ait olmayan” anlamını taşımaktadır. Kelimenin aslı Yunanca Laikos sıfatıdır. Yunancada, din adamı sıfatı taşımayan kişilere “laikos” denilmekteydi. Lügat manasıyla ruhani olmayan kimse, dini olmayan şey, fikir, müessese, sistem, prensip demektir.
Meydan Larousse’un laiklik maddesinde "Laiklik, dinin kamu hayatı üstündekietkisini sınırlamak amacını güder" denilirken devamında “devlet ile din işlerinin ayrılması; devletin din ve vicdan hürriyetinin gerçekleşmesi bakımından tarafsız olması” şeklinde ifade edilmektedir.
Laikliğin diğer tanımı da daha geniş ve kapsamlı olanıdır. Laiklik, insanın inanç, ibadet, vicdan ve düşünce hürriyetinin devlet tarafından güvence altına alınmasıdır. Bir din veya mezhep mensuplarının başka din veya mezhep mensuplarına karşı ya da kişinin inanç, ibadet, vicdan ve düşünce hürriyetini yaşamasına yönelik her türlü baskı ve tahakkümü önlemek laik devletin görevidir.
En çok bilinen şekliyle tanımlanışı ise; din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasıdır. Laik devlette devletin siyasi yapısını, hükümet ve idarenin işleyişini, toplumun yaşayışını düzenleyen kanun ve kuralları dini prensipler değil; bilimsel yaklaşımlar, toplumsal ihtiyaçlar ve hayatın gerçekleri tayin eder. Bu devlette din ise; tamamıyla fertlerin dini inançlarını kendi özgür iradeleri ile yaşamasını öngören ve bununla ilgili kuralları düzenleyen bir müessesedir. Bu bağlamda laiklik; dinsizlik olmadığı gibi din karşıtlığı da değildir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu büyük önder Atatürk, "Bizim dinimiz en makul, en tabii dindir ve ancak bundan dolayı en son din olmuştur. Bir dinin tabii olması için akla, fenne, ilme ve mantığa uyması lazımdır. Bizim dinimiz bunlara tamamen uymaktadır" demek suretiyle dini kaygılarla laikliğe karşı çıkılmasının ne kadar anlamsız olduğunu vurgulamıştır.
Laiklik, klasik tanımıyla din ve devlet işlerinin ayrı tutulması ve bunların korunmasını amaçlayan Atatürk ilkelerinden biridir. Laiklik sayesinde hem devlet, hem de dini inançlar korunmuş olur. Dini inançların sömürülmesi ve kötüye kullanılması laiklik sayesinde engellenmiş olur. Laiklik ülkede yaşayan herkes için din ve vicdan hürriyeti sağlar. Bunu sağlarken hiçbir dinin ve hiçbir inancın tarafını tutmaz. Çünkü laiklikte devletin resmi bir dininin olmaması gerekmektedir. Devletin resmi bir dini olduğu takdirde toplumsal barış tehlikeye girer. Çünkü devletin benimsediği dini benimsemeyen vatandaşlar küser.
Laiklikte devlet düzeni, hukuk kuralları ve eğitim kurumları dini kurallara göre değil, çağdaş kurallara ve normlara göre yönetilir. Laiklikte kaynak olarak din değil, akıl, mantık ve bilimsellik esas alınmalıdır.
Mustafa Kemal Atatürk’ ün laiklik ilkesinin önemi vurgulayıcı en önemli sözü, “ Hayatta en hakiki mürşit ilimdir, fendir “ sözüdür.