Cevaplandı

Türk ulusu milli mücadeleye ilk olarak nerede çağrılmıştır?

Cevap :

Mustafa Kemal Paşa Millî Mücadeleyi başlatırken,milliegemenliğe dayalı tam bağımsızmillibir devlet kurmayı düşünüyordu. Bu sebeple, Millî Mücadele’nin her safhasında adım adım bunu gerçekleştirmeye çalışmıştır.

Mondros Mütarekesinden sonraTürkiye’nin kurtuluşu için İngiltere’nin himayesini veya Amerikan mandasını isteyenlerle Müdafaa-i Hukuk Cemiyetlerinin faaliyetleri çerçevesinde yerel kurtuluş çarelerini düşünenlere karşı Mustafa Kemal’in bir başka karan vardı: “O da millî hâkimiyete dayanan, kayıtsız, şartsız yeni birTürkdevleti kurmak!”. O, İstanbul’da verdiği bu karan Anadolu’ya geçtikten sonra uygulamaya başlayacaktır.

Mustafa Kemal,Türkmilletinin haysiyetli ve şerefli bir milletolarakyaşayabilmesi için böyle bir karan gerekli görmüştü. Bu da ancak tam bağımsızlığa sahip olmakla gerçekleştirilebilirdi.TürkAta Yurdu’na veTürk’ün istiklâline saldıranlar kimler olursa olsun, onlara bütün milletçe silâhla karşı koymak ve onlarla mücadele etmek gerekiyordu. Bu karan her yönüyleilkgünden açıklamak isabetli olamayacağından, “uygulamayı birtakım safhalara ayırmak ve olaylardan faydalanarak milletin duygu ve düşüncelerini hazırlamak ve kademe kademe yürüyerek hedefe varmağa çalışmak gerekiyordu”. Bu sebeple, “Millî irade rejiminin” bütünilke ve kurumlarının gerçekleşmesinde böyle bir yol takip edilmiştir.

Millî egemenlik, Millî Mücadele’nin ana prensiplerinden birini teşkil etmektedir. Gerek Mustafa Kemal’in sözlerinde ve gerekse kongrelerde alınan kararlarda ve basında bunun bir çok örneğini görmek mümkündür.

Mustafa Kemal, 22 Mayıs 1919’da Samsun’dan İstanbul Hükümeti’ne gönderdiği raporda, “Millet birlik olup (yekvücut), millî hâkimiyet esasını veTürklük duygusunu hedef edinmiştir” diyerek Millî Mücadele’nin üç ana prensibini; Millî Birlik, Millî Hâkimiyet veTürklük duygusunuolarakaçıklamıştı.

Bu prensipler Millî Mücadele teşkilatının kurulmasıyla anlam kazanacaktı. Düşman işgalini protesto için mitingler düzenlenmesi ve bu faaliyetlerin kamuoyuna, İstanbul Hükümeti’ne ve yabancı devletlere duyurulması gerekiyordu.

22 Haziran 1919 Tarihli Amasya Genelgesi’yle, millî egemenliğe dayalı yeniTürkdevletinin kurulması yolunda önemli bir adım atılmıştır. Mustafa Kemal, Amasya Genelgesi ileTürkmilletinin harekete geçmesini ve bütünleşmesini öngörüyordu. Özellikle, “milletin istiklâlini yine milletin azim ve karan kurtaracaktır” anlayışımilliegemenliğin tek hakim güç olacağı yolundaki kararlılığın ifadesidir. Yine bu genelgede, Sivas’ta bir “MilliKongre”nin toplanması isteniyordu.

Yalnızca miting ve gösterilerle büyük amaçlara ulaşmak mümkün olamazdı. Mustafa Kemal, bütün çalışmalarda milletin katılımını sağlayarak sonuçlarını yineTürkmilletine maletmek istiyordu. “Ben milletin vicdanında ve istikbâlinde hissettiğim büyük gelişme kabiliyetini, bir millî sır gibi vicdanımda taşıyarak, yavaş yavaş bütün cemiyetimize tatbik ettirmek mecburiyetindeydim” diyen Atatürk’e göre, bu girişimler doğrudan doğruya milletin bağrından doğan güce dayanırsa kurtarıcı olabilirdi. Bunun içinmillibir kongrenin toplanması gerekliydi.

Mondros Mütarekesi’nden sonra Padişah tarafından kapatılan Mebusan Meclisi henüz açılmamıştı. Yani o sırada milleti temsil edecek bir meclis mevcut değildi. Millî egemenliğin tecellisi için öncelikle millî bir kongrenin toplanması ve hemen seçimlere gidilmesi gerekiyordu.

Bu konu Erzurum Kongresin’de de dile getirilmişti. Kongre başkanlığına seçilen Mustafa Kemal Paşa konuşmasında, “Milletin geleceğine yön verecek olanmilliiradenin hiçbir dış müdahale olmadan ortaya çıkması Anadolu’dan beklenmektedir. Bu nedenle birMilliMeclisin oluşturulması ve gücünü yalnızcamilliiradeden alan sorumlu bir hükümetin kurulması ısrarla istenmektedir” demiştir.

Bilindiği gibi Erzurum Kongresi sonunda Heyet-i Temsiliye seçilmişti. Kongre, vatanın bağımsızlığını korumaya İstanbul Hükümeti’nin gücü yetmediği takdirde, gayeyi elde etmek için geçici bir hükümet kurulacağını kararlaştırmıştı. Bu hükümetMilliKongre tarafından seçilecekti; eğer kongre toplantıda değilse bunu Heyet-i Temsiliye yapacaktı. Kuva-yıMilliye’yi etken vemilliiradeyi hakim kılmak esastı.MilliMeclisin hemen toplanması ve hükümet işlerinin Meclis denetiminde yürütülmesini sağlamak için çalışılacaktı.

Türk ulusu milli müccadeleye erzurumda çağrılmıştır.