Cevap :
Tiyatro oyunu yazma Tekniği - Tiyatro oyunu nasıl yazılır?
Oyun Kişilerinin Özelliklerini Belirleyin
Öyküyü de oluşturduktan sonra artık bu öyküde var olan ve öyküyü var eden oyun kişilerinin özelliklerini belirleyelim.
Turgut Özakman, Oyun ve Senaryo Yazma Tekniği (2001) adlı kitabında karakterlerin özelliklerini belirleyen genel bir tablo vermiştir. Bu tabloyu olduğu gibi aktarıyorum:
1. Fizyolojik/biyolojik özellikler
a. Cinsiyeti
b. Yaşı
c. Beden özellikleri, görünümü
d: Bedensel becerileri
e. Hastalıkları, beden kusurları ve sakatlıkları vb.
2. Psikolojik özellikler
a. Cinsel hayatı
b. Ahlak anlayışı
c. Tutumları, inançları
d. Zihinsel yetileri (dikkat, algı, bellek, düşünme, düş gücü, irade, bilinç)
e. Heyecansal, duygusal hayatı, tutkuları
f. Huyu
h. Zihinsel becerileri ve yetenekleri
ı. Alışkanlıkları (davranış kalıpları)
i. Patolojik eğilimleri, kompleksleri, fobileri vb.
3. Toplumsal özellikler
a. Milliyeti
b. Doğduğu yer
c. Şimdi yaşadığı yer
d. Sınıfı, mesleği, konumu
e. Eğitimi
f. Geliri
g. Ailesi, özellikleri
h. Eşi ve eşinin ailesi, özellikleri
ı. Çocukları, torunları, özellikleri
j. Mahalle, arkadaş, meslek, inanç, ve düşünce çev¬resi, özellikleri
k. Hobileri, merakları
l. Geleceğe dönük tasarıları, emelleri, idealleri vb.
Fizyolojik/ biyolojik özellikler; oyun kişisinin görünüşünü, hareketlerini,
Psikolojik özellikler; düşüncelerini, anlayışlarını, akıl düzeyini ve baskın duygularını,
Toplumsal özellikler; sosyo- ekonomik ve kültürel durumunu, çevresel faktörlerden etkilenişini, ilgi alanlarını gösterir.
Bu tabloya bakarak ana karakterin, karşı- karakterin ve yan karakterlerin özelliklerini çıkarabiliriz. Bütün bu özellikler, aslında o karakterin hayat hikayesini anlatır. Ana karakterlere ve karşı- güçlü karakterlere detaylı olarak bu özellikler yüklenmek zorundadır; ama yan karakterlerde detaya girmek gerekmeyebilir.
Karakteri geliştirmek ve ilginç yapabilmek için değişikliklere uğratırız. Örneğin; dersini alır, bir hastalığı ortaya çıkar, mutlu ya da mutsuz olur… Ona bazı yan özellikler de katabiliriz. Örneğin; üstündeki yırtık paltoyu hiç çıkarmaz, herhangi bir kelimeyi duyunca hapşırır…
Bu değişiklikler ancak ve ancak gerektiği için yapılmalıdır. Hikayenin gidişatını ve diğer karakterlerin durumunu geriletir yönde etkilememelidir. Doğru değişikliler, çatışmalar yaratır ve yeniliklerin doğmasını sağlar. Monotonluklardan kurtarır ve seyirciye de yeni ve değişik bir olay izleme fırsatı verir.
Öykü Parçalara Ayrılır
Artık bu aşamada yazmış olduğumuz hikayeyi parça parça işlemeye ve geliştirmeye geldik. Bu parçalar, yazıyor olduğumuz oyunun sahneleridir aslında. Diyaloglar bu bölümde yazılmaya başlanır. Zaten hikayenin ne olduğunu ve karakterlerin özelliklerini iyice bildiğimiz için diyaloglar kendiliğinden gelecektir. Gereksiz konuşmalara yer vermemek ve açık, yalın bir dil kullanmak gerekir.
Parçalar(sahneler), olayların örgüsünü bozmadan, hatta daha da geliştirerek işlenmelidir. Bu parçalar da aralarında birleşerek bazı bölümler oluşturur. Her dramatik eserin giriş, gelişme ve sonuç bölümleri vardır. Örneğin; on parçaya (sahneye) böldüğümüz hikayenin ilk üç parçası; giriş bölümünü, ikiden sekize kadar olan parçalar; gelişme bölümünü, son iki parça da sonuç bölümünü oluşturabilir. On parçaya ayırdığımız hikaye; işlem sonunda, yedi sahnelik bir oyun olarak da çıkabilir.
Giriş bölümü; daha çok karakterleri tanıtan, karakterlerin seyirciyle iletişim kurmasını sağlayan bölümdür. Kapalı biçimde, yaşadıklarından ve diğerleriyle konuştuklarından kim olduğunu ve bu oyundaki görevini anlayabiliriz. Ama açık biçimde karakter isterse direk olarak seyirciye kendini tanıtabilir; kim olduğunu ne iş yaptığını söyleyebilir.
Merhaba ben Meltem. Bu görmüş olduğunuz eskici dükkanının sahibiyim. Rahmetli babamdan kaldı burası bana. Yaşımın biraz geçkin olduğuna bakmayın, yalnız yaşarım ben… Yok yok yanlış söyledim, yalnız değilim. Mumuş ve Liloş adında iki kedim var, onlarla birlikte yaşıyorum. Evim hemen bu dükkanın üstünde...
Ayrıca karakter isterse diğer karakterleri tanıtabilir, olayların gidişatını anlatabilir.
Örnek olarak, Haldun Taner’in yazmış olduğu Keşanlı Ali Destanı’ndaki Zilha’nın sözlerine bakalım:
Filiz’in babası Bülent Bey, illetli fakir; karısı evden kaçmış. Adam da böyle sönmüş fenere dönmüş. … İhya Bey buba adam. Tuttuğu altın olsun, neme lazım. Beni kızı gibi sever...
Gelişme bölümü; karakterlerin çıkan engellere takılması, belli olaylardan etkilenmesi, çelişkiler yaşaması, kararsız kalması ya da yeni kararlar vermesi, sorunlar çıkması ve sorunlara çözüm bulması gibi belli olaylar içinde çatışmalar yaşayarak hikayeyi ilerletmesi ve geliştirmesini sağladığı bölümdür.
Bu gelişmeleri sağlayan olaylar, yumuşatılarak yazılmalı ve birbirinden ayrı durmamalıdır. Yani olaylar birbirinden kopuk ilerlememelidir. Ama istisna olarak, bazı oyunlarda olaylar birbirinden bağımsız hareket edip finalde hepsi birleştirilebilir. Bu da seyirciyi şaşırtmaya yönelik kullanılan bir yöntemdir. Ana konu içinde yan konular da işlenebilir. Bunlar da genel olaylar içinde, sırıtmadan, ana konuya bağlı olarak işlenmelidir.
Gelişen olaylar hikayeyi bir sonuca doğru götürmelidir. Bu aşamada her olay bir sonraki olaya zemin hazırlamalı, adım adım hikayeyi ilerletmelidir. En etkili yöntem, seyircinin bir sonraki olayı merak etmesini sağlayan yöntemdir. Ama her seferinde bunu yaparak seyirciyi yormamak gerekir. Gelişim aynı hızda olmamalı, olayların gidişatına göre iniş çıkışlı olmalıdır. Ama yine gereksiz hız değişimleri de seyirciyi yorabilir. Eserin belli bir temposu ve ritmi olmalıdır.
tiyatro önce kafada kurulu bir insanın özetlenmiş hayatı ya da istediği hayal ederk yaparak önce tiyatro oldunu belli etmek için perede açlır denir sonra konuşmalar olur perde kapanır sonra 2 . perde açılır denerek yapıllı eniui seçermisin lütfen kendim yazdım