Cevap :

İSLAM UYGARLIĞI ÖNCESİ TÜRK EDEBİYATI VE İSLAMİYET ETKİSİNDEKİ İLK ESERLER
Tarih içinde Türk toplumunun farklı coğraf-yalarda karşılaştıkları farklı kültürler ve uygarlıklar, Türk edebiyatını ve Türk düşünce dünyasını de-rinden etkilemiştir. Göçebe bir yaşam süren Türk-ler, İslamiyet öncesi dönemde büyük ölçüde yazı-lı eserler verememişlerdir. Türklerin İslamiyet'i be-nimsemeleri farklı kültürlerle tanışmalarını sağla-mış, bu durum edebiyatımıza renk katmıştır. Türk edebiyatı tarihi bu kültürel değişikliklere göre bi-çimlenmiş buna göre incelenmiştir.
Türk edebiyatını, etkisinde kaldığımız kültür ve uygarlıklar açısından üç ana dönemde değer-lendirebiliriz.
İSLAM UYGARLIĞI ÖNCESİ TÜRK EDB.
a) Sözlü Edebiyat
b) Yazılı Edebiyat
İSLAM KÜLTÜRÜ ETKİSİNDEKİ TÜRK EDB.
a) Halk Edebiyatı
b) Divan Edebiyatı
BATI KÜLTÜRÜ ETKİSİNDEKİ TÜRK EDB.
a) Tanzimat Edebiyatı
b) Servet-i Fünun Edebiyatı
c) Fecr-i Ati Edebiyatı
d) Milli Edebiyat
e) Cumhuriyet Dönemi Edebiyatı
f) 1940 Sonrası Edebiyatı
İSLAM UYGARLIĞI ÖNCESİ TÜRK EDEBİYATI
Tarihin karanlık devirlerinden başlayıp İsla-miyet'in kabul edildiği 8.-10. yüzyıla kadar süre-gelen bir dönemi içine alır. Bu dönemde Orta As-ya'da yaşayan Türkler çeşitli devletler kurmuşlar; değişik inançların etkisinde kalarak ortaya koy-dukları edebi ürünlere de bu inançlarını yansıt-mışlardır. İslamiyet'in kabulünden önce Türklerin göçebe bir yaşam sürmeleri ve farklı inançların etkisinde kalmaları bu döneme ait edebi ürünlerin günümüze ulaşmasını doğal olarak engellemiştir. Bu döneme ait bilgiler, kendi kaynaklarımız dışın-da Çin kaynaklarından da alınmıştır.
Bu dönemi iki bölümde inceleyeceğiz :
1. SÖZLÜ TÜRK EDEBİYATI
(DESTANLAR DÖNEMİ)
Türklerin yazıyı henüz kullanmadıkları dö-nemde oluşmuş bir edebiyattır. Bu dönemde sa-dece şiirle ilgili ürünler vardır. Dönemin en önemli ürünleri de destanlardır.
Türk boylarında "şaman, ozan, kam, baksı" gibi adlarla anılan sanatçılar, törenlerde ve eğlen-ce merasimlerinde şiir söyler, destan okurlardı. Kültür değişimlerine rağmen yok olmayan bu ge-lenek, varlığını günümüze kadar sürdürebilmiştir. Koşuk, sagu, sav ve destanlar bu dönemin ürün-leridir.
SÖZLÜ TÜRK EDEBİYATININ GENEL ÖZELLİKLERİ
— Dönem ürünleri, dini törenlerde doğmuş, din dışı törenlerle gelişmiştir.
— Şiirler, "sığır, şölen, yuğ" adı verilen törenler-de kopuz eşliğinde okunmuştur.
— Şiirlerde daha çok doğa, aşk, yiğitlik ve ölüm konuları işlenmiştir.
— Yabancı etkilerden uzak yalın bir dil kullanıl-mıştır.
— Genellikle yarım uyak kullanılmış, rediflere yer verilmiştir.
— Nazım birimi dörtlük, ölçü ise hecedir.
— Hecenin 7'li, 87/ ve 777/ kalıpları kullanılmış-tır.
— Şiirin uyak düzeni genellikle "aaab, cccb, dddb" biçimindedir.
— Dönemin en önemli ürünlerini doğal destan-lar oluşturur.
SÖZLÜ TÜRK EDEBİYATI ÜRÜNLERİ
Koşuk: "Sığır" adı verilen törenlerde söyle-nen şiirlerdir,
— Halk edebiyatındaki karşılığı "koşma"dır.
— Aşk, yiğitlik, tabiat ve hasret konuları işlen-miştir.
— Uyak düzeni koşmaya benzer "aaab, cccb, dddb"
— Genellikle yarım uyak kullanılmıştır.
Sagu: "Yuğ" adı verilen ölüm törenlerinde ölen kişilerin iyiliklerini, kahramanlıklarını, onların ölümüne duyulan acıları dile getiren şiirlerdir.
— Uyak düzeni "koşuk" gibidir.
— Halk edebiyatındaki karşılığı "ağıt"; Divan edebiyatındaki karşılığı ise "mersiye"dir.
Sav: Dönemin özlü sözleridir. Sav için bu-günkü atasözlerinin ilk biçimidir diyebiliriz.
Destan: Milletlerin zihninde derin izler bıra-kan savaş, göç, afet, kıtlık gibi olayların etkisiyle söylenmiş, halk arasında kendiliğinden oluşan manzum öykülerdir. Edebiyatımız destan yönüyle zengindir.
Özellikleri:
-Destanlar, köklü bir tarihi geçmişi olan millet-lere özgüdür.
-Milletlerin tarihten önceki çağlarda yaşayış ve inançları destanlarda yer alır.
-Olağanüstü özellikler taşır. Kahramanlar seçkin kişilerdir.
-Bir milletin ortak hayat görüşlerini yansıtır.
-Olaylar toplumda derin izler bırakır.
-Dörtlük sayısı konunun özelliğine bağlıdır.
İSLAMİYET'İN KABULÜNDEN ÖNCEKİ TÜRK DESTANLARI
SAKA DESTANLARI : Alp Er Tunga, Şu
HUN DESTANLARI : Oğuz Kağan
GÖKTÜRK DESTANLARI: Bozkurt,Ergenekon
UYGUR DESTANLARI: Türeyiş,Göç
ALP ER TUNGA DESTANI
Sakaların yiğit komutanı Alp Er Tunga'nın İranlılarla yaptığı savaşlar destanlaştırmıştır. Bu destanda anlatılanlar, Şehnâme'de de yer almış-tır.
ŞU DESTANI
Sakaların hükümdarı "Şu"nun Makedonya hükümdarı İskender'in ordularıyla yaptığı müca-deleyi anlatmaktadır.
Destanla ilgili bilgiler Divan-ı Lügat'it Türk'te bulunmaktadır.
OĞUZ KAĞAN DESTANI
Destan, Hun hükümdarı Mete'nin etrafında şekillenmiştir. Mete'nin Orta Asya'da Türk birliğini kurması anlatılmıştır.
BOZKURT DESTANI
Göktürklerin dişi bir kurttan nasıl türedikleri ve çoğaldıkları anlatılır. Bu destan, Ergenekon destanının başlangıcı sayılır. İki destan birbirini tamamlar niteliktedir.
ERGENEKON DESTANI
Göktürklerin Ergenekon denen bir yere sı-ğınmaları, orada dört yüz yıl kalarak çoğalmaları sonra da demir bir dağı delerek oradan çıkmaları ve büyük bir devlet kurmaları dile getirilir. Destan, 13. yüzyılda Moğol tarihçisi Reşüdiddin tarafın-dan yazıya geçirilmiştir.
TÜREYİŞ DESTANI
Bu destanda Uygurların bir kurttan türeyerek çoğalmaları anlatılır.
GÖÇ DESTANI
Bu destanda kıtlıktan, kuraklıktan ve Kırgız-ların baskısından bunalan Uygurların Doğu Tür-kistan'a göç edişleri anlatılır.
YARADILIŞ DESTANI
Destanda dünyanın nasıl yaratıldığı, insan ır-kının nasıl meydana geldiği, şeytanın nasıl bir kö-tülük unsuru olduğu Türklerin düşüncelerine göre anlatılmıştır.