Cevap :


Ahlâk, insanların toplum içindeki davranışlarını, birbirleri ile ilişkilerini düzenlemek amacı ile konulmuş, kabul edilmiş kurallar olarak tanımlanabilir. Bu kurallar genellikle yazılı olmayıp, hukuk düzeninden bu yönü ile ayrılır; ama ahlâk ve hukuk gene de zaman zaman özdeşleşen, toplumun uyduğu kurallardır. Bu bakımdan, sporcuların da uyması gereken kuralların başında ahlâk ve bunun yanında dürüstlük gelmektedir 

Günümüzde spor ahlâkı konusunda dünya sporunda bir kavram en ön sırayı almıştır: Fair play. Türkçe'nin gücüne güvenerek fair play’i kısaca “çelebilik” olarak tanımlamak yerinde olur. Fair play sporda centilmenliktir. 

Fair play oyunculara has bir davranış olarak kalmamalıdır. Maçtan önce de, sonra da konuşan yöneticiler, maç içinde görevli antrenör ve teknik direktörler, maçı yöneten hakemler ve en önemlisi karşılaşmayı izleyen taraftarlar da hem maçtan önce hem de maçtan sonra fair playe uygun davranışlar göstermelidirler. 

Spor ahlâkı ile ilgili Türklerden örnekler verecek olursak, Türklerdeki spor anlayışında insancıllık ağır basardı. Rakibini ezmek, küçük düşürmek yerine onun üstünlüklerini kanıtlayan yeteneklerini sergilemeyi ön plana çıkarırlardı. Spor ruhu anlayışı ile tam bir sportmendiler.   

Spor ahlâkı geliştirmek, sporda adaleti, eşitliği, hakça mücadeleyi sağlamak birçok kişi ve sosyal çevrenin birlikte hareket etmesi ile sağlanabilir. Bu konuda sorumluluk sahibi olması gerekenlerin başında sporcular, antrenörler, yöneticiler, federasyonlar, hakemler, taraftarlar, medya, öğretmenler ve aileler gelmektedir.  

Sporcular, dürüst davranır, şikeye alet olmaz, bahis oyunlarından ve kötü alışkanlıklardan uzak durur, rakiplerine saygılı olur, yenilgiyi doğal bir sonuç olarak kabul eder, seyirciyi tahrik edecek, şiddete yol açacak davranışlardan kaçınır, doping ve uyuşturucu maddelerinden uzak durur ise topluma örnek spor ahlâkına sahip gerçek bir sportmen olur ve bu, günümüzde çokça ihtiyaç duyulan bir durumdur. 

Yöneticilerin, kendi taraftarını şiddet ve benzeri olaylardan uzak tutması gerekmektedir. Taraftarı kışkırtacak, onları şiddet olaylarına yöneltecek konuşmalar ve sözler söylememelidirler. Aksine onlara centilmenliği, sportmenliği ve fair play anlayışını ön plana çıkaran konuşmalar yapmalıdırlar. Hak mücadelesinde onları bir silah olarak kullanması etik bir davranış değildir. Kritik maçlar öncesinde yöneticilerin rakip takım futbolcularına yönelik yaptıkları transfer teklifleri, teşvik primleri, şike ve benzeri yöndeki girişimler spordaki centilmenliğe, fair playe indirilmiş en büyük darbelerdir.

Fair playin, spor ahlâkının ruhuna aykırı davranışların başında şiddet, saldırganlık, doping, şike - teşvik primi ve ayrımcılık gelmektedir. Sporda şiddetin ve saldırganlığın azaltılmasına yönelik girişimler için saldırganlığın kökenlerinin bilinmesi; antrenör, sporcu ve kulüp yöneticilerinin sorumluluk alması; medya kuruluşlarının saldırganlık yaratacak yayınlardan kaçınmaları; seyircilerin ve genelde toplumun fair play çerçevesinde davranması için eğitilmesi ve desteklenmesi gereklidir. 

Sporda ayrımcılık konusu içerisinde en önemli konuların başında ırkçılık gelmektedir. Irkçılık olayları spor alanında ülkemizde nadir olarak gözükse de, Avrupa da çok büyük bir problem olarak ortaya çıkmaktadır. Irkçılığın yanı sıra sporda ayrımcılığın içersinde dinsel, kültürel, cinsiyet ve engelli insanlara karşı yapılan ayrımcılıklardan da söz edebiliriz.

Sporda dinsel ayrımcılık konusunda spor organizasyonları, sporun dine alet edilmemesine yönelmelidir. Kanaatimizce dini simgeleyen işaretler, el hareketleri spor sahalarından ayrı tutulmalıdır. 

Fair play kavramına aykırı hareketlerin en kötülerinden biri de sporcuların kullanmış oldukları doping içeren maddelerdir. Doping, sağlıklı kişilere, sırf yarışmadaki performanslarını yapay ve ahlâka uymayan şekilde yükseltmeleri amacı ile vücutlarına yabancı maddelerin herhangi bir şekilde girmesi ve fizyolojik maddelerin normal olmayan şekil ve yollarla verilmesi veya kullanılması olarak tanımlanmaktadır. Son yıllarda birçok sporcuda doping içeren maddelere rastlanmasını spor ahlâkındaki çöküşe örnek olarak gösterebiliriz 

Özetle; Fair Play, sportmenlik ve ahlâk...

Birbirlerinden ayrılmayan, birbirlerini tamamlayan hatta belki hepsi aynı olan sözcüklerdir.