Cevap :
küçük fidan
ekim ayıydı.sokağın yanındaki bahçede küçük fidan çok sıkılmıştı.kendi kendine mırıldanıyordu " portakalı soydum,başucuma koydum... " O sırada okuldan kaçmış iki çocuk gördü.çocuklar beraber fidanın yanına gelip yapraklarını yolmaya başladılar.küçük fidanın canı çok yanmıştı.çocuklar farklı yerlerinden çekiştiriyor ve yapraklarını koparıyorlardı.kendini çok çaresiz hissetti.aklına geçen gün yine okuldan kaçan çocukların büyük bir söğüt ağacının yapraklarını kopardıkları geldi.o zaman söğüt ağacı ile dalga geçmişti küçük fidan.halbuki söğüt ağacı yalvarıyordu:"lütfen yardım edin canım çok yanıyor."
***
Çocuklar küçük fidanın yaprakları bittikten sonra gittiler.küçük fidanın aklına "gülme komşuna gelir başına"sözü geldi.böylece bir daha asla başkalarıyla dalga geçmedi.
Kardelen ve Hercai
Günümüzden yıllar önce birbirini çok seven iki çiçek varmış.
Bunlardan erkek olan,sevgilisini o kadar çok seviyormuşki, baharda açtıklarında onu diğer çiçeklerden kıskanıyormuş.
Buna daha fazla dayanamayan erkek çiçek, baharda herkezin içinde açmak ve kalabalıgın içinde kaybolmak yerine kışın dondurucu soğugunda açarak, canından çok sevdiği sevgilisini daha çok görmeyi hayal etmiş.
Yine bahar gelmiş.Tüm çiçekler açmış ve toprağı yedi renge boyamış.
Erkek çiçek kışın kurduğu hayallerini anlatmış sevgilisine.
Dişi çiçekte sevgilisinin bu fikrini cok beğenmiş ve bir daha ki sefere hiç kimsenin açmaya cesaret edemediği dondurucu soğukta açmaya söz vermişler.Bahar bitmiş yaz geçmiş ve kış gelmiş. Sevgilisine kavuşma hayalleri ile yerinde duramayan erkek çiçek, karın bir yorgan gibi kapladığı toprağı delerek yeryüzüne çıkmış.
Bembeyaz karlar içende o renkleriyle göz kamaştıran sevgilisini aramış, aramış ama bulamamış.Ümidini yitiren çiçek bir süre sonra boynunu eğmiş ve soğuğun şiddetine daha fazla dayanamayarak hayatını kaybetmiş.
İşte o günden sonra aşkı için kışın dondurucu soğuğuna bile aldırmadan karların içinde açan çiçeğe KARDELEN ona sadık kalmayıp aldatan sevgiliyede HERCAİ denmiş...