Cevaplandı

Din-i Tasavvufi halk edebiyatı özellikleri nazım şekilleri ve önemli şairleri hakkında bilgi

Cevap :

En belirgin özellikleri şunlardır:

Kurucusu 12. yüzyılda Doğu Türkistan’da yetişen Hoca Ahmet Yesevi’dir.
Tekke Edebiyatı, Anadolu’da 13. y.y.’dan itibaren gelişmiştir.
Bu edebiyat şairleri tarikat merkezi olan tekkelerde yetişmiştir.
Nazım birimi genellikle dörtlüktür.
Hem aruz hem hece vezni kullanılmıştır.
Şiirlerin çoğu ezgilidir.
Allah, insan, felsefe, doğruluk, ibadet gibi konular işlenmiştir.
İlahi, nefes, nutuk, devriye, sathiye, deme gibi nazım şekilleri kullanılmıştır.
Dili Âşık Edebiyatı’na göre ağır, Divan Edebiyatı’na göre sadedir.
Âşık, maşuk, şarap, saki gibi mazmunlara yer verilmiştir.

Yüzyıllara göre bu edebiyatın en önemli temsilcileri şunlardır:

12.yy.: Hoca Ahmet Yesevi
13.yy.:Yunus Emre, Hacı Bektaş-ı Veli
14.yy.:Kaygusuz Abdal
15.yy.: Hacı Bayram-ı Veli, Eşrefoğlu Rumi
16.yy.: Pir Sultan Abdal
17.yy.: Niyaz-ı Mısrî, Sinân-ı Ümmî, Hüdâi
18.yy.: Sezai
19.yy.: Kuddusi, Turâbi

Bu özelliklerin dışında kalan; eserlerini aruz ölçüsüyle ve Divan Edebiyatı diliyle, hatta tamamıyla Arapça-Farsça yazan tasavvufçular da vardır. Örneğin Mevlana Anadolu’da yetişen ilk ve en büyük Türk mutasavvıf olduğu halde eserlerini Farsça yazmıştır. Şeyh Galip, Divan tarzında eser verdiği için Tekke Edebiyatı çerçevesinde düşünülmez, Di-van Edebiyatı mensubu sayılır.

Tasavvufla İlgili Bazı Terimler

Vahdet-i Vücud (Varlığın Birliği): Evrende sadece Allah’ın varlığı söz konusudur. Diğer varlık zannettiğimiz, bu “mutlak varlığın”, Allah’ın bir parçası ve görüntüsüdürler.

Tekke: Tasavvuf ehli kişilerin, tarikat mensuplarının barındıkları, eğitim gördükleri yer, kuruluş.

Pir: Tarikat kurucusu

Şeyh: 1.Tarikat kurucusu. 2. Tarikatta en yüksek dereceye ermiş kişi. 3. Tarikat kollarından birinin başında bulunan kimsedir.

Tarikat: Allah’a varma yolunda benzer biçimde düşünenlerin oluşturduğu topluluk.

Derviş: Bir tarikata girmiş, onun kurallarına uygun yaşayan kimse.

Abdal: Gezgin derviş

Halife: Tarikat kurucusunun ya da şeyhin kendisine vekil tayin ettiği, yetki verdiği kişidir.

Tekke şiirinde görülen ve dinsel içerikli konuları işleyen ilahi, nefes, deme, şathiye … gibi ürünler nazım biçimi değil, birer nazım türüdür. Çünkü bunlar da koşma tipi nazım biçimiyle ve hece ölçüsünün genellikle 7, 8 ve 11′li kalıplarıyla söylenir. Söz konusu türlerde dörtlük sayısı genellikle 3 – 7 dir. İlahi, nefes ve demeler, bestelenerek söylenir.

 

İlahi

 

Herhangi bir tarikatın izini taşımaksızın Allah’ı öven şiirlere denir. 
Daima özel bir ezgi ile söylenir.
Divan şiirindeki tevhit ve münacaatın Halk Edebiyatındaki karşılığıdır. 
En ünlü şairi Yunus Emre’dir.                         
Değişik tarikatlara göre “deme, nefes, ayin” gibi adlar alır.
Şekil olarak koşma biçimindedir. Yani dörtlüklerden oluşur. 
Son dörtlükte şairin adı veya mahlası geçer. 
Genelde 7′li hece ölçüsü kullanılır.   Bazı ilahilerde aruz vezni kullanılmıştır. Aruz vezninin kullanıldığı ilahiler gazel şeklindedir.

Nefes

 

Bektaşî şairlerinin yazdıkları tasavvufî şiirlerdir.
Nefeslerde genellikle tasavvuftaki vahdet-i vücut (varlığı birliği) kavramı anlatılır. Bunun yanı sıra Hz. Muhammet ve Hz. Ali için övgüler de söylenir.
Nefeslerde kalenderane ve alaycı bir üslûp göze çarpar.
Edebiyatımızda Pir Sultan Abdal nefesleriyle ünlüdür.

Deme

 

Alevi-Bektaşi tarikatından tasavvuf şiirlerinin tarikatlarını ve hareketleriyle ilgili temaları işleyen, sorunlarını konu edinen şiirlerine “deme” adı verilir. 
Genellikle 8′li hece ölçüsüyle yazılan demeler saz eşliğinde kendine özgü bir makamla söylenir.

Nutuk

 

Tekke Edebiyatı’nda Pirlerin ve mürşitlerin, tarikata yeni giren müridleri bilgilendirmek tarikat derecelerini ve tarikat adabını öğretmek amacıyla söylenen didaktik şiirlerdir.

Şathiye

 

Dini ve tasavvufi halk şiirinde genel olarak mizahi manzumelere şathiye adı verilir. 
Tasavvufi konuları işleyenleri şathiyat-ı sûfiyâne adını alırlar, inançlardan alaylı bir dille söz eder gibi yazılan şiirlerdir. Görünüşte saçma sanılan bu sözlerin, yorumlandığında tasavvufla ilgili türlü kavramlara değindiği anlaşılır. 
Bu tür şiirlere genellikle Bektaşi şairlerinde rastlanır. 
Medrese hocalarına göre bu şathiyeler küfür sayılır. 
Bu türün en tanınmış şairi Kaygusuz Abdal’dır.

Dinî-Tasavvufî Türk edebiyatı İslâmiyet’in ve Tasavvufun etkisiyle ortaya çıkmıştır. İslâmiyet’in kökleşip yayılmasında büyük etkisi olan tasavvuf, zamanla edebî eserlerde de işlenmiş, din ve tasavvuf, edebiyat aracılığıyla yayılmaya çalışılmıştır. Dinî -Tasavvufî Türk edebiyatına Tekke edebiyatı da denir. Dinî -Tasavvufî Türk edebiyatında asıl olan sanat yapmak değil, dinî-tasavvufi düşünceyi yaymaktır. Tekke şairlerinin çoğu tarikatlarda yetişmiş şeyh ve dervişlerdir. Tekke şiiri, halk şiirinden de divan şiirinden de nazım şekilleri almıştır.

En belirgin özellikleri şunlardır:

Kurucusu 12. yüzyılda Doğu Türkistan’da yetişen Hoca Ahmet Yesevi’dir.
Tekke Edebiyatı, Anadolu’da 13. y.y.’dan itibaren gelişmiştir.
Bu edebiyat şairleri tarikat merkezi olan tekkelerde yetişmiştir.
Nazım birimi genellikle dörtlüktür.
Hem aruz hem hece vezni kullanılmıştır.
Şiirlerin çoğu ezgilidir.
Allah, insan, felsefe, doğruluk, ibadet gibi konular işlenmiştir.
İlahi, nefes, nutuk, devriye, sathiye, deme gibi nazım şekilleri kullanılmıştır.
Dili Âşık Edebiyatı’na göre ağır, Divan Edebiyatı’na göre sadedir.
Âşık, maşuk, şarap, saki gibi mazmunlara yer verilmiştir.

Yüzyıllara göre bu edebiyatın en önemli temsilcileri şunlardır:

12.yy.: Hoca Ahmet Yesevi
13.yy.:Yunus Emre, Hacı Bektaş-ı Veli
14.yy.:Kaygusuz Abdal
15.yy.: Hacı Bayram-ı Veli, Eşrefoğlu Rumi
16.yy.: Pir Sultan Abdal
17.yy.: Niyaz-ı Mısrî, Sinân-ı Ümmî, Hüdâi
18.yy.: Sezai
19.yy.: Kuddusi, Turâbi

Bu özelliklerin dışında kalan; eserlerini aruz ölçüsüyle ve Divan Edebiyatı diliyle, hatta tamamıyla Arapça-Farsça yazan tasavvufçular da vardır. Örneğin Mevlana Anadolu’da yetişen ilk ve en büyük Türk mutasavvıf olduğu halde eserlerini Farsça yazmıştır. Şeyh Galip, Divan tarzında eser verdiği için Tekke Edebiyatı çerçevesinde düşünülmez, Di-van Edebiyatı mensubu sayılır.

Tasavvufla İlgili Bazı Terimler

Vahdet-i Vücud (Varlığın Birliği): Evrende sadece Allah’ın varlığı söz konusudur. Diğer varlık zannettiğimiz, bu “mutlak varlığın”, Allah’ın bir parçası ve görüntüsüdürler.

Tekke: Tasavvuf ehli kişilerin, tarikat mensuplarının barındıkları, eğitim gördükleri yer, kuruluş.

Pir: Tarikat kurucusu

Şeyh: 1.Tarikat kurucusu. 2. Tarikatta en yüksek dereceye ermiş kişi. 3. Tarikat kollarından birinin başında bulunan kimsedir.

Tarikat: Allah’a varma yolunda benzer biçimde düşünenlerin oluşturduğu topluluk.

Derviş: Bir tarikata girmiş, onun kurallarına uygun yaşayan kimse.

Abdal: Gezgin derviş

Halife: Tarikat kurucusunun ya da şeyhin kendisine vekil tayin ettiği, yetki verdiği kişidir.

Tekke şiirinde görülen ve dinsel içerikli konuları işleyen ilahi, nefes, deme, şathiye … gibi ürünler nazım biçimi değil, birer nazım türüdür. Çünkü bunlar da koşma tipi nazım biçimiyle ve hece ölçüsünün genellikle 7, 8 ve 11′li kalıplarıyla söylenir. Söz konusu türlerde dörtlük sayısı genellikle 3 – 7 dir. İlahi, nefes ve demeler, bestelenerek söylenir.

 

İlahi

 

Herhangi bir tarikatın izini taşımaksızın Allah’ı öven şiirlere denir. 
Daima özel bir ezgi ile söylenir.
Divan şiirindeki tevhit ve münacaatın Halk Edebiyatındaki karşılığıdır. 
En ünlü şairi Yunus Emre’dir.                         
Değişik tarikatlara göre “deme, nefes, ayin” gibi adlar alır.
Şekil olarak koşma biçimindedir. Yani dörtlüklerden oluşur. 
Son dörtlükte şairin adı veya mahlası geçer. 
Genelde 7′li hece ölçüsü kullanılır.   Bazı ilahilerde aruz vezni kullanılmıştır. Aruz vezninin kullanıldığı ilahiler gazel şeklindedir.