ARİF NİHAT ASYANIN 3 KITALIK ŞİİRİNİ YA DA ŞİİRLERİNİ BUABİLİR MİSİNİZ?

 

SAÇMA SAPAN YAZANLARI ŞİKAYET EDERİM...!!! LÜTFEN DÜZGÜNCE YAZIN ARKADAŞLAR!

 

Cevap :

Dağlar

Çekmece'den Maltepe'den ileri 
Gitmemiş Sâdâbâd çelebileri 
Alem tepesine Alemdağ derler... 
Böyle bilmiş böyle yazmış eserler. 

Dağlar var karanlık, dağlar var beyaz
Korka korka eteğinden öper yaz; 
Ağrıdağ, Babadağ, Gâvurdağ, Ilgaz 
Kubbelerdir...dolaşır, aşılmaz. 

Tendürük'te, Kop'ta Palandöken'de 
Kurtların payı var gelip geçende... 
Ki alırlar vermek istemesen de! 

Dağlar var, tahtından inmeyen sultan 
Dağlar var, yapılmış bundan, buluttan... 
Dağlar var ki Bingöl, Binboğa, Süphan, 

Medetsiz'ler, Mor'lar, Nur'lar, Yıldız'lar; 
Karalar, Kızıllar, Bozlar, yağızlar... 
Karla dolar 'İmdat' diyen ağızlar; 
Yollar kesen, haraç alan dağlar var. 

Bolkarda çamların sakızı damlar... 
Ve bir yıldız düşer, tutuşur çamlar... 
Bir kızıl şehrâyin olur akşamlar... 
Tacı olan, tahtı olan dağlar var. 

Tüter Sarıçiçek, burcu burcudur, 
Akşamlar ya mor, ya turuncudur. 
Ve kışın dünyanın öbür ucudur... 

Sarkarken Cudinin karları dal dal 
Bağdaş kuradursun yollara Karhal! 
'Ferman padişahın, dağlar bizimdir;' 
Dedi yerde bir kurt, gökte bir kartal. 

Dönmez misiniz ey yolda kalanlar; 
Yolcular, garipler, garip çobanlar; 
Allahüekberde tekbir alanlar? 
Ovalar, konaklar, yollar aşırı 
Birbirini selamlayan dağlar var. 

Dağlar var, batının yangınında kor... 
Dağlar var; adları Nemrut, Balahor... 
Kayışdağ kim, alemdağ kim oluyor? 

Lakin ufukları görünce yoksul 
Dağ yerine kubbe yapmış İstanbul; 
Kurşun şamdanlarda mumlar fildişi... 
Ki pırıltıları sularda pul pul.

Mavi

Kayıklarla kayıkçılar 
Dalgıçlarla balıkçılar 
Bilirsin:ne ister,deniz! 

Kendini bu isteklerin: 
Yelkenlerin küreklerin 
Altına seriver, deniz! 

Balıkların,kandillerin 
Ne varsa olsun ellerin 
Bana mavini ver deniz!  

Arif Nihat Asya

AğıtAğıt

Ağlayın, parmakları nur 
Sularından kınalı kızlarım 
Ağlasın Meraga göklerinden 
Meraga'ya bakıp yıldızlarım 

Yollara Kürşadlar uzanmış ölü 
Ağlasın Akülke, ağlasın Sütgölü 
Yiğitlerim uyur gurbet ellerde 
Kimi Semerkant'ta bekler beni 
Kimi Caber'de 

Caber yok, Tiyanşan yok, Aral yok 
Ben nasıl varım? 
Ağla ey Tanrı dağlarından 
İndirilmiş Tanrım 

Şu yakın suların 
Kolu neden bükülmez 
Fırat niçin, Dicle niçin, Aras niçin 
Benden doğar, bana dökülmez? 

Ben ki ateşle konuşurdum.selle konuşurdum 
İdil'le Tuna'yla Nil'le konuşurdum 
''Sangaryos''u ''Sakarya'' yapan 
''İkonyom''u ''Konya'' yapan 
Dille konuşurdum  

Arif Nihat Asya