Cevap :

Kan dolaşımının durduğu anda, oksijenin akciğerden hücreye taşınması da sona erer. Bu durma da çok kısa bir anda gerçekleşir. Kan dolaşımı bozukluğu, şu hallerde meyda­na gelebilir: — Kan ve alyuvar kaybı (kanama, ciddi kansızlık)
— Kan damarlarının uyumsuzluğu ya da tıkanması halinde (şok hali)
— Kanın pompalanma gücünün durması ya da yetersizliği (kalp durması).
Eğer basit önleme, kurtarma, yardım ve tıbbi reanimasyon yöntemleri çok kısa süre­de uygulanmazsa, kan dolaşımı bozuklukları birkaç dakikada ölümü getirebilir.
llerki sayfalarda kan dolaşımı bozukluklarının belirtilerini öğrenecek ve doktor yar­dımı gelene dek, yapılması gerekenleri anlayacaksınız.
Kalp ve Kan dolaşımı nasıl olur
Kan dolaşımı, solunumun ikinci aşama­sıdır. Soluma hareketleriyle oksijen, akciğer­lere kadar taşınmıştır.
Akciğer petekleri düzeyinde zarı geçen ok­sijen, kana ve alyuvarlara karışır. Buna kar­şılık, karbonik gaz ters yönü izleyerek, solu­numla dışarı atılır.
Demek ki kan, akciğerlerdeki petekleri kuşatan çok ince kılcal damarlarda temizlen­mektedir.
Küçük kan dolaşımı
Kalbin sağında iki büyük akciğer kan da-marıyla gelen mavi renkli kan, oksijensizdir. Aynı kan bu kez kalbin sol bölümüne döne­cektir. Böylece yeniden kırmızı rengine kavu­şacak, yani oksijen yüklenecektir.
İşte kanın kalp içinde, akciğerlerde, son­ra yeniden kalpte dolaşmasına, “küçük kan dolaşımı” denir.
Büyük kan dolaşımı
Oksijen yüklü kanın şimdi de nasıl dolaş­tığını izleyelim. Kırmızı, yani temiz kan, kal­bin sol bölümüne geldikten sonra, büyük bir basınçla büyük atardamara pompalanır. Da­ha sonra da bedendeki bütün damarlara. Gi­derek incelen bu kan damarları, sonunda kıl­cal damarlarla biter.
Oksijen bu sayede hücrelere kadar ulaşır. Bu aşamada kan yeniden oksijenini yitirip, kırmızıdan maviye dönüşür. Hücrelerin sal­dığı karbonik gazı yüklenir.
Toplardamarlar da aynı şekilde küçükten büyüğe doğru gider. Sonra kalbin sağına va­rır. Kalbin bu bölümü de kirli kanı akciğer­lere temizlenmek üzere yeniden pompalaya­cak ve yeni bir işlem başlayacaktır. İşte ka­nın kalbin sol kesiminden kılcal damarlara, sonra toplardamarlara ve yeniden kalbin sağ kesimine pompalanmasına, büyük kan dola­şımı denir.
Tansiyon ve nabız
Kanın damarlarda dolaşımı, kalp kasının sağladığı kasılmalarla sağlanır (dakikada 80 defa). Bileğinizdeki nabzınızı ölçerek, bu ba­sıncı hissedebilirsiniz. Basınç düşerse, nabız atışlan güç işitilir. Nabzın ölçüleceğini bilme­niz gerekir.
Damarlardaki kan basıncı ya da kısa de­yimiyle tansiyon, ancak doktor tarafından öl­çülür ve yalnız o rakamları değerlendirebilir. Atar ve toplardamarlar, sürekli gerilim altın­daki kaslarla kuşatılmıştır. Buna damar gü­cü denir. Tansiyon yüksekliği, işte bu gücün abartılması halidir. Bu abartma, kan dolaşı­mında bozukluklara sebep olabilir. Şok ha­li, budur. Bu durumda kanın hacmi, damar­ların alabilme imkânına uyum sağlayamaz.
Alyuvarlar
Kan dolaşımının amacı, oksijeni hücrelere kadar taşımaktır. Kanın oksijen taşıma gü­cünü artırmak için, alyuvarlar özellikle görev­lidir. İçerdikleri “hemoglobin” sayesinde, bu hücrelere bir “oksijen otobüsü” gözüyle bakılabilir.
Kandaki alyuvarların sayısı, doktor için önemli bir veridir. Bu sayı çok düşükse, kan­sızlık söz konusudur. Oksijenin taşınmasın­da da bir sorun olduğu ortaya çıkar. Kanamalarda kan kaydı, dolayısıyla hemoglobin kaybı olduğundan, aynı durum söz konusu­dur.
Bazıları kalıtsal olan hastalıklarda ve ze­hirlenmelerde (karbon oksidi), alyuvarların hemoglobinleri, oksijen alma yeteneklerini yi­tirir.

Kan dolaşımı bozukluğu belirlileri, Kan dolaşımı Hastalıkları

Vücutta Kan dolaşımı bozukluklarının ilk belirti­leri, öncelikle kanın kanla iyi beslenememesiyle ortaya çıkar. Bunlar, baş dönmeleri,sı­kıntı, görme ve unutkanlık sorunlarıdır. Sı­kıntılar, özellikle hastanın ayakta olduğu za­manlarda daha belirginleşir. Çünkü kan, ken­di ağırlığı ile yer çekimi yüzünden beyinden uzaklaşır. Bu nedenle hastayı hemen sırt üs­tü yere yatırmak, beyninin yeniden kanla bes­lenmesini sağlamak gerekir. 





Sindirilmiş besin maddelerinin ve oksijenin hücrelere ulaştırır ve hücrelerde oluşan atık maddeleri ve karbondioksiti hücrelerden uzaklaştırıp boşaltım organlarına taşır.Boşaltım organlar arasındaki madde iletimini sağlar



Kanın vücutta dolaşımı

Dışarıdan alınan besinler ve oksijen vücudumuzun her yerine taşınır.
Vücut besinleri oksijenle beraber tüketir.
Bunun sonucunda atık maddeler ve karbondioksit boşaltım organlarına taşınır.
Bu taşıma olayına boşaltım denir.
Boşaltım organlar arasındaki madde iletimini sağlar.
Taşıma sıvısı kandır.kan,kalpten pompalandıktan sonra bütün vücudu dolaşı tekrar kalbe geri döner.
Dolaşım elemanları kan,kalp ve damarlardır.

Kan
Sindirilmiş besinleri ve oksijeni vücudun her yerine taşır.
Karbondioksiti ve zararlı maddeleri akciğere ve böbreklere taşır.
İçinde besin ve oksijen olan kana temiz kan denir.
Karbondioksiti fazla olan besini az olan kana da kirli kan denir.
Kanın içinde kan serumu ve üç farklı yapı bulunur.
Kan serumu kanın sıvı kısmıdır,görevi sindirilmiş besinleri vücuda taşır.
Kanın yapısında alyuvarlar,akyuvarlar ve kan pulcuları olamak üzere şekilleri ve görevleri farklı olan yapılar bulunur.bu yapılar kırmızı kemik iliğinde üretilir.
a) Alyuvarlar:
Kırmızı renktedir.oksijen ve karbondioksit taşır.
b) Akyuvarlar:
Beyaz renkli yapıdadır.vücudu mikroplara karşı korur.
c) Kan pulcukları:
Bir yerimiz kesildiğinde kanı pıhtılaştırarak kan kaybını önler.