Cevap :
Üzüntü :
Hepimizin yüreğinde biriken sıkıntılar,
Yaşanan acıların getirdiği üzüntüler,
Üzüntülerin kalbinin derinliklerine bıraktığı izler,
İzlerin kül olup savurduğu duygular,
Duyguların kaskatı kesilip karanlığa akması,
Karanlığın, insanı yalnızlığa sürüklemesi,
Yalnızlığın yalpalayarak, dipsiz kuyuya yuvarlanması,
Savunmasız ve tepkisiz cümlelerin, anlamsız hale gelmesi,
Karamsar düşüncelerimizin bir odaya hapsedilişi,
Körelen sevgilerin, aydınlığa kavuşamama endişesi,
Hep bizi ışıktan ve yarınlardan daha da uzaklaştırır…
Sevinç :
Araştırdığım karanlığı göremiyorum artık.
Gemi direği yapılacak ağacın sürekli sevincini duyuyorum,
ormanların kalıtına sahibim, yolu yalayan rüzgara
ve dünyasal ışığın altında seçilmiş bir güne.
Başka kitaplarda hapsolsun diye değil yazdıklarım,
ne de zambak müptelası çıraklar için,
fakat su ve ay isteyen sıradan insanlar için yazıyorum,
değişmez düzenin parçaları olan
KATİLİM OLUR ÜZÜNTÜN
Hayır,hayır ağlama
Ağlama yalvarırım ne olur,ağlama!..
Ağlarım ben senin için de.
Yoksa katilim olur üzüntün
Ağlarsan sen.
Ölürüm ben senin içinde.
İçinde senin
Ölü bir toprak gibi,yatıyor cesedim.
Ve ben cesedini senin,
Yanıma kabul edemedim
Düşünmek bile öldüğünü
İçimde dahi olsa
Kesiyor nefesimi,senin.
Ağlama yalvarırım ne olur,ağlama!..
Yaşayacak çok gün var daha,
Önümüzde.Gülecek günler için
Ebedi Sevinç
İnsana son toprak, “kara toprak”tır.Mezarsa, dökülen, solan yapraktır.
İyiyle, doğruyla, güzelle dolan,
Ebedi sevinçle yıkanacaktır.