Cevap :
1- Dünyanın başlangıcı, sonu ve niçin var olduğuna ilişkin
sorular hep merak uyandırır. Heidegger, bu türden
sorulara ilişkin genel fikirlerin ve bunların tarihinin
ayrıca bunlardan kaynaklanan başka şeylerin belirtilmesinde felsefe sözcüğünün kullanılmasını olanaksız
kılmıştır. Bunun da Heidegger’in felsefeye en temel
katkısı olduğu söylenebilir.
Bu parçaya göre Heidegger’in felsefe sözcüğünün
kullanılmasını istemediği alan aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Etik
B) Metafizik
C) Estetik
D) Bilim felsefesi
E) Bilgi kuramı
2- Modern dünyamızda tek bir bilim felsefesi var: modern
bilimlerin felsefesi. Buna bilimin kendi kendisinin
yorumu veya bilimin bilimsel kurumlar tarafından yapılan
yorumu da diyebiliriz. Bilim, bilimin hem davalı
hem davacı hem de yargıç olduğu bir mahkemede
yargılanmaktadır. Neyin bilim olduğuna bu mahkemede
karar verilmekte, bu mahkemeden geçiş izni alamayan
her unsur bilim dünyasından kovulmaktadır.
Böyle bakıldığında bütün bilgi türlerini yargılayabilecek
adil mahkeme bulmak güç gibi görünüyor.
1Bu parçada sözü edilen güçlüğün nedeni aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Yeniliklere açık olmama
B) Olumsuz eleştirilere karşı koyma
C) Bilgileri sorgulamada yine bilimin ölçütlerini kullanma
D) Ön yargılardan kurtulamama
E) Bilimin gelişme sürecini tamamladığını düşünme
3-Bilimin ilk ve son şeyler hakkındaki soruları yanıtlayamayacağını kabul edersek, ki etmek zorundayız, bu durumda bile bilimin yanıtlayabileceği sorular için bilinen veya düşünülebilecek hiçbir sınır yoktur. Çünkü
bilim, ancak bilimciler gerçeğin ne olabileceği konusunda
hayal etme gücünü veya dürtüsünü yitirdikleri
zaman sona erer.
Aşağıdaki yargılardan hangisi bu parça için “karşı
tez” oluşturur?
A) Mutlak kesinlik hiçbir zaman bilinemez.
B) Bilimin geliştiği dönemde felsefeye gerek yoktur.
C) Hayal etme gücünün sınırı yoktur.
D) Bilinebilecek her şey biliniyor yeni bir şey aramak
gereksizdir.
E) Bilgiler arttıkça bilinebilir şeyler de orantılı olarak
artar (2009 ÖSS)
4- Çiçek açmış bir erik ağacının önünde duruyoruz ve
ağaç da karşımızda. Ağaç oradayken ve biz onun
karşısında durduğumuzda, ağaç ve biz, karşılıklı bulunuyoruz. Birbirimize göre, karşılıklı konumumuz
içinde varız. Demek ki bu karşılaşmada söz konusu
olan şey kafamızın içinde uçuşan tasarımlar değil.
Bu parça aşağıdakilerden hangisinin varlıkla ilgili
görüşlerine örnek oluşturur?
A) Rasyonalizm
B) Septisizm
C) Realizm
D) Nominalizm
E) Nihilizm (2009 ÖSS)
5- Ahlak felsefesinde nesnelcilikte, değerlerin dış dünyada,
onlara ilişkin kavrayışımızdan ayrı ve bağımsız
olarak var olduğu ve bunların insan tarafından bilinebileceği
ileri sürülür. Değerlerin ahlaki yargıları ve eylemleri
belirleyen ilkeler olarak kullanılmak durumunda
olduğu ve nesnelerle eylemlerin, kendilerinde insandan
bağımsız olarak var olan bir nitelikten dolayı
iyi ya da değerli olduğu savunulur.
Bu parçaya göre bir eylemin “iyi ya da değerli” olması
aşağıdakilerden hangisiyle açıklanabilir?
A) Kişiye yarar sağlamasıyla
B) Evrensel ahlak yasasına uygun olmasıyla
C) Kişinin özgür iradesine bağlı olmasıyla
D) Özgürlüğün sorumluluk gerektirdiği düşüncesine
uygun olmasıyla
E) Kişinin, öyle davranmasının ödevi olduğunu düşünmesiyle (2009 ÖSS)