Cevap :
Hayatımızın amacını keşfetmek…
Çekim yasasını, hayatımızda istediğimiz şeyleri elde etmek için kullanırken karşılaştığımız engellerden birisi, hatta en önemlisi bu.
Aslında hepimizin kendine özgü bir yeteneği, Allah vergisi bir becerisi var.
Maalesef, ya çocuklukta veya gelişmekte olduğumuz dönemde -kendimizden veya dışarıdan gelen bir baskıyla- bunu içimize gömebiliyoruz.
Doğuştan gelen o yeteneğimiz, o hünerimiz ne ise, kendimize onu unutturabiliyoruz.
Veya bu yeteneği açıkça reddedip, kabul etmeyip üzerini örtebiliyoruz.
Bu da genellikle hayatta hiç sevmediğimiz işleri sırf para uğruna yapmak şeklinde kendini gösteriyor.
Mutsuzluk, kırgınlık, hayal kırıklığı, işini sevmemek, hep işinden şikayet etmek, hayatını beğenmemenin aslında dibinde hep bu var:
Hayatının amacını yok sayıp, içine gömmek ve onun yanan ateşini söndürmek…
Hayatının amacını keşfeden bir kişi ise kendini hayat dolu, heves dolu, mutlu olarak görür.
İşini deli gibi sever.
Aslında yaptığı onun için ”iş” bile değildir. Bir oyun gibidir onun için.
Peki, hayatımızın amacını keşfetmekle çekim yasasının bağlantısı var mı?
Var, hem de çok önemli bir bağlantısı var:
Hayatının amacını keşfetmemiş, onu içine gömmüş ve başka şeylerle uğraşan bir kişi,
hayatta istediği şeyleri elde etmek için, çekim yasasını ne kadar kullanırsa kullansın, memnun olacağı bir sonuç alamayacaktır.
Amacını keşfedip, onun ateşini tekrar yakmayı başarabilen ve bu uğurda çalışan bir kişi ise,
hayatındaki bolluğa bakıp inanamayacaktır…