Cevap :
The apricot tree is the gentlest tree in my garden. --> Kayısı ağacı bahçemdeki en narin ağaç.
In last year a day in August is the hottest day of the summer. --> Geçen yıl Ağustosta bir gün, yazın en sıcak günüydü.
İstanbul is the most expensive city in Turkey. --> İstanbul Türkiye'deki en pahalı şehir.
New York is the most popular city in the USA. --> New York Amerika'nın en popüler şehri.
Ayşe is her eldest niece. --> Ayşe en büyük yeğendir.
My sister is the most carefully reader of all her friends. --> Kız kardeşim arkadaşlarının içinde en dikkatli okuyan.
Ali writes most quickly of all the students. --> Ali bütün öğrenciler içinde en hızlı yazan.
A rabbit runs the fastest of all the animals in the forest. --> Tavşan ormandaki >ın en hızlı koşanı.
The youngest boy woke up the earliest in the family. --> En küçük çocuk ailede en erken uyandı.
Plane is the fastest vehicle. --> Uçak en hızlı araç.
This winter is the hottest winters of the last ten years.. --> Bu kış, son on yılın en sıcak kışı.
İstanbul is most expensive city in Turkey. --> İstanbul, Türkiye'nin en pahalı kenti.
Pelin is the strongest player at bridge in our club. --> Pelin bizim klübün briçte en iyi oyuncusu.
Our grandfather drinks the most tea in our family. --> Büyükbabam ailemizde en fazla çay içen.
My brother is the tallest person in our family. --> Erkek kardeşim ailemizdeki en uzun kişi.
This film is the most boring one, which I have ever seen. --> Bu film, şimdiye kadar gördüklerimin en sıkıcı olanı.
Dolphines are most clever organism, which live in water. --> Yunuslar, suda yaşayan en akıllı canlılar.
Ayşe is the fastest runner in our class. --> Ayşe, bizim sınıftaki en hızlı koşucu.
The new cook is the worst one, who worked in the factory up to now. --> Fabrikadaki yeni aşçı, bugüne kadar fabrikada çalışanların en kötüsü.
I spend the least time by watching TV among my friends. --> Arkadaşlarımın arasında televizyon seyrederek en az zamanı ben harcarım.
My mother reads the fewest books in the family. --> Ailede en az kitabı annem okur.
The camel drinks the most water in the zoo. --> Hayvanat bahçesinde en fazla suyu deve içer.
That man is the fattest man I have ever seen. --> Şu adam şimdiye kadar gördüğüm en şişman adam.
This is the cheapest raincoat in the shop. --> Bu, dükkandaki en ucuz yağmurluk.
The red armchair is the most comfortable piece of furniture in the room. --> Kırmızı koltuk odadaki en rahat mobilya.
The story on newspaper is the most unbelievable one I've ever heard. --> Gazeteki hikaye şimdiye kadar duyduklarımın en inanılmaz olanı.
He had the most exact memory I have ever seen. --> O, şimdiye kadar gördüğüm en keskin hafızaya sahipti.
The old poor man has the hollowest cheeks I've ever seen. --> Fakir, yaşlı adam hayatımda gördüğüm en çökük yanaklara sahip.