Cevap :

EĞİTİM ve MESLEKİ EĞİTİMİN TANIMI
Eğitim kavramı ile ilgili olarak yapılan tanımlar büyük bir çeşitlilik gösterir. Platon’a göre eğitim, bedene ve ruha jimnastik ve musiki vasıtasıyla elverişli olduğu olgunluğu vermektir. Kant için eğitim, insan tabiatındaki bütün kabiliyetlerin işlenmesi, insanın mukadder gayesine ulaştırılmasıdır. İngiliz Lock daha mütevazıdir; eğitimin vazifesi insanı kendi mesleğinde hünerli hale getirmektir .
Hilmi Ziya Ülken eğitimi “her toplumda değerler ve kurumların erişkin kuşaktan yeni yetişen kuşağa geçmesini sağlayan en yaygın toplum görevlerinden biri” olarak tanımlar. Mümtaz Turhan’a göre eğitim, bütün bir kültürün muhtevasını bir nesilden diğerine aktaran bir süreçtir. Genç nesiller toplumun düzenine, örf ve adetlerine bu sistem sayesinde alıştırılmakta ve onu ideallerine, değerlerine görüş ve zihniyetine göre yetiştirilmektedir. Ziyaedin Fahri Fıdıkoğlu,1943’te yazdığı “”Milli Terbiye Meselesi” adlı makalesinde (terbiye) eğitim kelimesinin kökeninin Türkçe olmamasına rağmen Türkçeye girmiş ve Türkçeleşmiş olduğunu ve şu anlama geldiğini belirtir:”Tabiatın ham olarak verdiği şeyi haslaştırmak, o şeyi temayüllerimizin, tecrübe ve aklın gösterdiği istikamette düzene sokmak.”Daha sonra halkın bu manayı genişlettiğini örneklerle açıklar .
“Eğitim bireyin davranışında kendi yaşantısı yoluyla ve kasıtlı olarak istendik değişme meydana getirme sürecidir.” Bu tanımda yer alan “kasıt”sözcüğüyle, eğitimin planlı değişmeleri içerdiğini ve rastlantılara bırakılmadığını;“istendik” sözcüğüyle ise, her türlü değişmenin değil, toplumun istek ve idealleriyle, beklentilerine uygun düşen davranış değişiklikleri kastedilmektedir.“Bireyin davranışlarında kendi yaşantısı yoluyla ifadesi ise, öğrencinin yaparak yaşayarak öğrenmesini ifade etmektedir . Bir meslek alanında başarılı olarak çalışabilmek için, gerekli olan davranışları kazandıran eğitime mesleki eğitim denir. Mesleki eğitim okulları, mesleğe hazırlayan okullardır. Teknik, matematiğin ve müspet ilimlerin, insan ihtiyaçlarına cevap vermek üzere tabiata tatbiki demektir. Başka bir ifade ile insanın tabiat kuvvetlerinden faydalanması veya tabiatı kendisine ram etmesidir. Teknik, bir manada, insanın tabiata galip gelmesi demektir .İlmin, hakikati arama zevki dışındaki pratik mahsulleri teknikte görülür. Teknik, insanın tabiat kuvvetlerinden faydalanmasını sağladığı gibi günlük hayatımıza giren çeşitli aletlerle de yaşayışımızı kolaylaştırır. Batılı, ilimdeki üstünlüğünü teknikte göstermiştir .
Mesleki ve Teknik eğitim faaliyetleri, toplumun ihtiyaçları, bireyin kabiliyetleri sonucunda ortaya çıkar ve gelişir. Devlet bu durumu göz önüne alarak toplumun ve bireyin beklentilerini karşılamak amacı ile mesleki ve teknik eğitime yön verir, destekler. Bir toplumda meslek dallarının gelişmesi için öncelikle mesleki eğitim kurumlarına önem verilmelidir. Mesleki eğitimde koordinasyon, okul ve işyerinde olur. Okul ve işyeri meslek dallarında kişiye uzmanlık kazandırır.
Eğitim kurumları da diğer sosyal kurumlar gibi toplumun ihtiyaçlarına cevap verdikleri sürece yaşamışlar, bu fonksiyonlarını yerine getiremedikleri zaman ya değişikliklere uğramışlar ya da yerlerini yeni kurumlara terk etmişlerdir. Osmanlı Devletinin kuruluş yıllarındaki eğitim kurumları bir müddet için toplumun ihtiyaçlarını karşılamış, fakat XVI. Yüzyıldan itibaren değişen dünya şartlarına ayak uyduramamışlar, hatta kuruluş yıllarında teşkilat ve programlarını da bozdukları için toplumun ilerlemesine engel olmaya başlamışlardır. Bu durum karşısında, medrese sistemine dayanan bu eski eğitim teşkilatlarının yanında yeni modern eğitim kurumlarının açılması bir zaruret halini almıştır. Yakın tarihimizin batılılaşma ya da modernleşme devri diye isimlendirilen dönemi içinde cereyan eden bu eğitim reformu çabalarına genellikle eğitimi modernleştirme hareketleri diyebiliriz .
Gelişen Batı teknolojisi karşısında her konuda manevra kabiliyetini kaybeden devlet, bu duruma eğitimli insan gücü ile son vermek istemiştir. Osmanlı Devletinde modern eğitim kurumları XVIII. yüzyıl sonları ile XIX. yüzyıl başlarından itibaren kurulmaya başlanmıştır. Bu eğitim kurumları içerisinde mesleki ve teknik eğitim veren okullar önemli bir yer tutmaktadır. Osmanlı Devletinde mesleki ve teknik eğitim XIX. yüzyıla kadar daha çok Ahilik ve Lonca Teşkilatları vasıtasıyla sağlanmaktaydı. XII. yüzyıldan itibaren Osmanlı sanayisi için önemli bir görevi yerine getiren bu teşkilatların işlevini kaybetmesi devletin mesleki, teknik ve dolayısıyla ekonomik gücünün sarsılmasına neden olmuştur. XVIII. yüzyıla gelindiğinde ise meslek ve sanat okulları Batı etkisinde kurulmaya başlanmıştır.
XIX. yüzyılda Osmanlı Devletinde Mesleki ve Teknik Eğitimi incelerken, Osmanlı da mesleki ve teknik eğitimin kökeni olan Ahilik ve Lonca Teşkilatlarına da yer vermek istedik. Bu amaç doğrultusunda Ahilik ve Lonca Teşkilatlarının, Anadolu da kuruluşu, bu teşkilatlarda verilen mesleki ve teknik eğitimi inceledik.