Cevap :

Umut39

Merhaba ;

Osmanlı devlet yönetiminde, Orta Asya Türk geleneğinin ve sonraki Türk - islâm devletlerinin etkileri olmuştur. Osmanlı Dev­leti, Türk gelenekleri ve islâm dininin kurallarına göre yönetilmiş­tir.

Osmanlı Devleti'nin başında "padişah" bulunuyordu. Padişah­lar yönetim, ordu, maliye ve hukuk konularında geniş yetkilere sahiplerdi. Devletin mutlak hakimi durumundaydılar. Padişah Osmanlı hanedanına mensuptu. Osman Gazi'nin soyundan ge­len ailenin erkek bireyleri, saltanat makamına geçiyorlardı. Sal­tanatın Osmanlı ailesine ait olduğu anlayışı, devletin yıkılışına kadar devam etmiştir.

XVII. yüzyıla kadar, devletin başına kimin geçeceği konusunda
bir düzenleme yoktu. Eski Türk geleneklerinden kaynaklanan
"Ailenin bütün erkek bireyleri, taht üzerinde hak sahibidir."
anlayışı geçerliydi.___         ____ ___

Osmanlı egemenlik anlayışında başlangıçta "Ülke, hanedan üyelerinin ortak malıdır." anlayışı geçerliydi, l. Murattan iti­baren "Ülke, hükümdar ve oğullarının malıdır." anlayışı ge­çerlilik kazandı. Osmanlılar birçok Türk devletinden ayrı ola-j rak "ülkenin ve hakimiyetin bölünmezliği ilkesi"ni bastan itibaren benimsediler.

XVII. yüzyıl başlarında I. Ahmet yaptığı düzenlemeyle, tahta Osmanlı ailesinin en yaşlı ve olgun olanının geçmesi yöntemi­ni getirdi (Ekber ve Erşed sistemi).

Osmanlı Devleti kurulduğunda küçük bir beylik olduğundan dev­letin başında "bey" ya da "gazi" denilen bir hükümdar vardı. "Sultan" unvanı ilk defa l. Murat tarafından kullanıldı. Bundan başka "han", "hakan", "hünkâr" gibi unvanlar da kullanılıyor­du. 1774 Küçük Kaynarca Antlaşması'nda da ilk defa "halife" unvanı kullanıldı. II. Murat'tan itibaren hükümdarlara "padişah" denildi.

Devlet yönetiminde padişahların çok geniş yetkileri vardı. Dev­let adamlarının görüşlerine başvurulsa bile, son karar padişaha aitti. Padişahın emirleri kanun sayılırdı. Ordulara komuta etmek, büyük devlet adamlarını tayin etmek ve gerekli durumlarda diva­na başkanlık yapmak padişahın görevleri arasında yer alıyordu.

Padişah islâm dininin koyduğu hukuk kurallarıyla çelişmeyecek şekilde, kural koyma yetkisine sahipti. Padişahın bu yetkisi ve koyduğu kurallar örfe dayanmaktaydı. Padişahın koyduğu kural­lar, "ferman" denilen belgelerle ilgililere gönderilirdi. Örf kavra-mı, yasama ve yürütmeyi içine alıyordu.__________

XIX. yüzyılda Tanzimat Fermanı ve Meşrutiyetle padişahların yetkileri yeniden düzenlendi. Fakat padişahlar, mutlak ege­menlik hakkını kullanmayı sürdürdüler

Şehzadeler

Padişahların erkek çocuklarına "şehzade" deniliyordu. Şehza­deler küçük yaşlarda sancaklara gönderilir, askerlik ve yönetim alanlarında yetiştirilirlerdi. Şehzadelerin yanında "Lala" adı ve­rilen tecrübeli bir devlet adamı görev yapardı. XVI. yüzyılın son­larında şehzadelerin sancaklara gönderilmesi uygulamasına son verildi. Şehzadeler sarayda yetiştirilmeye çalışıldı. Bu yeni uygulama, şehzadelerin devlet yönetimiyle bağlantılarının kesil­mesine ve tecrübesiz bir şekilde tahta çıkmalarına yol açtı.