Cevap :
TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU VE İSTATİSTİĞİN TARİHÇESİ
İstatistik başlangıçta teknik bir disiplin olarak ele alınırken günümüzde bir bilim dalı olarak kendini kabul ettirmiş, ulusal ve uluslararası boyutta gelişmelerin temelini oluşturmuştur. Bilgi çağı olarak adlandırılan gelişmeler istatistiği evrensel bir konuşma dili konumuna getirmiştir.
Günümüzde ulusal ve uluslararası sosyal ve ekonomik gelişme hedeflerinin belirlenmesi ve bu hedeflerin başarısı güncel, güvenilir istatistiklerle sağlanmaktadır. Doğru bilgi, doğru yorum ve doğru karar sürecinde araştırmacılar, politikacılar, karar alıcılar ve tüm bireyler çalışmalarında istatistiki bilgileri etkin olarak kullanmaktadırlar.
İlk çağda bile insanlar bazı toplu olayları belirleme ihtiyacı duymuşlardır. Devletlerin kurulması ile birlikte insanlar sınır belirleme, vergi toplama, toprak dağılımına yönelik amaçlarla kayıt tutmaya başlamışlardır. Büyük bir coğrafyada, farklı ırklar, diller, dinler ve kültürler üzerindeki hakimiyetin devam ettirilmesinin koşullarından birisi şüphesiz kayıt sistemlerinin iyi olmasından kaynaklanmıştır.
CUMHURİYET ÖNCESİ . . .Orta Asya?da büyük uygarlıklar kuran Türk toplumları tarafından, Hindistan, Çin ve İran'da bilgiye önem verilmiş, İlhanlılar ve Selçuklular döneminde nüfus sayımı çalışmaları yapılmıştır. Osmanlı yönetimince, kuruluş döneminden itibaren geliştirilen idari gelenekler arasında "kayıt sistemleri" de önemsenmiştir. Devlet organları içerisinde yer alan kurumlar tarafından idari ve mali fonksiyonlar yerine getirilirken; ayrıntılı, düzenli, sistematik yapıda belge ve defterlerle derlenmiştir. Ancak bu bilgiler istatistik değerlendirme amaçlı olmayıp, devletin idari ve mali fonksiyonlarının birer yan ürünü olarak ortaya çıkmıştır. Günümüzde bu bilgileri istatistik amaçlı olarak değerlendirebilmek için yoğun çalışmaların yapılması gerekmektedir.
Tarım ve araziye ait bilgi toplamak amacıyla 1326-1360 ve 1360-1389 yılları arasında toprak ve nüfus sayımları yapılmıştır. 1389 yılında kurulan "Defterhaneler"e ait kayıtlar kısmen de olsa istatistik ihtiva etmektedir. Kanuni Sultan Süleyman genel bir sayım yapılması için çalışmalar başlatmış, bu sayımın her yüzyılda bir tekrarlanmasına ilişkin maddenin Kanunname'de yer almasını sağlamıştır.
Osmanlı yönetiminin modern istatistiki bilgi ve yöntemlerden yararlanma çabaları 19. yüzyılda reform süreci ile başlamıştır. 1830 tarihli nüfus sayımı bunun ilk örneğidir. Tanzimat reformları sonucu merkeziyetçi yapıyı geliştiren Osmanlı yönetimi; eğitim, sağlık, haberleşme, ulaşım vb. alanlarda sorumluluklarını artırmış, dolayısıyla toplum hakkında daha sağlıklı ölçülebilir nitelikte bilgilere ihtiyaç duymuştur.
19. Yüzyılın ilk yıllarından itibaren, merkezi sisteme dayalı olarak, merkez ve taşrada istatistik büroları açılmış, çalışmaları takip ve kontrol etmek üzere merkezi bir organ kurulmuştur. 1891'de yürürlüğe giren "Bab-ı Ali İstatistik Encümeni Nizamnamesi" uyarınca Bab-ı Ali'de kurulan Merkezi İstatistik Encümeni ile istatistik hizmetleri kanuni bir esasa bağlanmıştır. 1918 yılında çıkarılan yeni bir kanunla istatistik faaliyetleri Sadaret'e bağlı İstatistik Müdüriyeti Umumiyesi bünyesinde toplanmış, uygulaması bir yıl devam ettikten sonra yürürlükten kaldırılmıştır. Önceki sistem Cumhuriyet dönemine kadar devam etmiştir.
türkiyede okur-yazar nüfusu ve gerçek nüfusu belirlemek için kurulan kurumdur...........