Cevap :

Osmanlıda Vakıf Sistemi nedir ?


Vakıf : Bir kimsenin malının bir kısmını veya tamamını hayır işine, dini veya sosyal bir hizmete ebediyen tahsis etmesidir.
Vâkıf : Vakıf yapan kimseye denir.
Mevkûf : Vakfedilen mala denir.
Mütevelli : Vakıf yöneticisine denir.
Vakfiye : Kadı huzurunda düzenlenen, vakıf şartlarını belirten sözleşmeye denir.

Osmanlı Devleti’nde toplumun bazı ihtiyaçlarının karşılanması zenginlerin kurdukları vakıflara bırakılmıştır. Tarihin seyri içinde vakıflar sosyal, ekonomik, eğitim, sağlık, sanat, mimari, ulaşım ve bayındırlık alanlarında önemli roller oynamıştır.

Osmanlı Devleti’nde başta padişah olmak üzere, hanedan üyeleri, yüksek dereceli devlet görevlileri, toplumun seçkin kişileri vakıflar kurmuşlardır. Devlet bu vakıfların korunması için önlemler almış, devlete ait birçok gelir kaynaklarının vakıflara verilmesini sağlamıştır. Böylece, devletin herhangi bir harcama yapmasına gerek kalmadan vakıf sistemi sayesinde sosyal, kültürel ve dini hayatla ilgili birçok hizmet yerine getirilmiştir.

Vakıflar yoluyla şu konularda önemli başarılar elde edilmiştir:
Devletin kuruluş yıllarında fethedilen topraklara Türklerin yerleşmesini sağlamış ve buraların Türkleşmesini sağlamıştır.

Şehir, kasaba ve köylerin büyümesinde, bayındır hale getirilmesinde büyük rol oynamıştır.

Bütün eğitim ve sağlık kurumlarının finansmanını sağlamıştır. 

Şehirlerin ticaret faaliyetlerinin kolaylaşmasında en büyük rolü oynamıştır.

NOT: II. Mahmut zamanında bütün vakıflar kurulan “Evkaf Nezaretine” bağlanmıştır(1836).

Vakıf kişinin mal varlığının bir bölümün hayır işleri için bağışlamasına denir.
Vakıf arazi gelirleri cami han hamam medrese gibi sosyal hizmetlere ve hayır kurumlarının masraflarına ayrılan topraklardır.
Vakıf sistemi Karahanlı Gazneli ve Selçuklu devletlerinde de görülmüştür. Türk-İslam devletlerinde sosyal devlet anlayışı hakimdi. Osmanlı Devleti dönemindeeğitim sağlık kültür ve bayındırlık alanlarında vakıflar önemli bir yer tutar.
Vakıflar devlet tarafından desteklenir aynı zamanda devletin gözetiminde bulunurdu.
Vakıflar Osmanlı topraklarında kent ve kasabaların gelişmesinde önemli bir yer tutar.
Ulaşım ticaret taşımacılık alanlarında şehirler önemli derecede gelişmiştir.
Halkın her türlü gereksinimini karşılayan vakıflar eğitim-öğretim kurumlarıhastane kütüphane imaret gibi yapıların giderlerini karşılamıştır.
16.yy’dan sonra vakıflar yönetim ve adalet alanlarındaki bozulmaların etkisiyle önemini kaybetmeye başlamıştır. Kanunlara aykırı bir şekilde vakıfların kişilere dağıtılması vakıflan amaçlarından sapmasına neden olmuştur.
1836 yılında II. Mahmut vakıf sistemini kaldırarak Evkaf Nezaretini(bakanlığı) kurmuştur.
HİÇ BİTMEYEN DESTEK-VAKIF

Cumhuriyetin anayasa ile belirlenen niteliklerine anayasanın temel ilkelerinehukukaahlaka milli birliğe dayalı olarak Türkiye’de çok vakıf kurulmuştur. Sosyal adaleti pekiştirmek sosyal yardımlaşma ve dayanışmayı sağlamak vakıfların amaçları arasındadır. Türkiye’de kurulan vakıfların belirli organları olmalıdır. Yönetim organı mütevelli heyetive denetim birimi gibi bölümleri olmalıdır. Bunun nedeni vakfın işleyişini kolaylaştırmak amacının kapsamına ve faaliyetlerine uygun olarak çalışmaktır.

VAKIFLARIN KURULMA AMAÇLARI 
-Toplumda çoğulcu ve özgürlükçü demokrasinin yerleştirilmesi.
-İsanlara emeğe ve doğaya saygı çerçevesinde insanların düşünce anlayışını geniş alanlara yayma
-Eşrtlik dayanışma adalet dürüstlük gibi de*ğerlerin tüm topluma benimsetilmesi.
-Sosyal devlet anlayışının ve demokrasinin gelişmesi için çalışma yapmadır.
Günümüzde Türkiye’de;

Türk Eğitim Gönüllüleri Vakfı Türk Toplum Gönüllüleri Vakfı Ekonomik ve Sosyal Etütler Vakfı Teknolojiyi Geliştirme Vakfı Sağlık ve Sosyal Yardımlaşma Vakfı İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı Çocuk Vakfı Bilim ve Sanat Vakfı gibi kurulu