Cevap :
Osmanlı‘nın son Maliye Nazırı Ahmet Reşat Efendi‘nin konağında yaşanılanları veOsmanlı‘nın son dönemini ustaca anlattığı Ayşe Kulin‘in Veda adlı romanının devamı Umut.
Ayşe Kulin‘in alışıldık üslubu, sade ve sürükleyici dili bu sefer de bizi yalnız bırakmıyor. Yaşanılan olayları, cumhuriyet döneminin heyecanını, Ahmet Reşat ve ailesinin gözünden sanki birebir yaşıyormuş gibi okuyoruz. Okudukça bağlanıyor, bağlandıkça elimizden bırakamayacağımız bir eser ortaya koyuyor Ayşe Kulin.
Kitapla ilgili düşüncelerime geçmeden, arka kapağındaki satırları buraya aktarmak istiyorum:
Osmanlı’nın gözdesi Bosna bir imza ile elden çıkarken, Kulin ailesi Bosna‘dan İstanbul‘a göç ediyor, çöken imparatorluğun son maliye nazırı Ahmet Reşat sürgüne gidiyordu.Sabahat ile Aram‘ın aşkı ise tehcir olaylarının acısına yenik düşmeyecekti.Yeni bir cumhuriyet, yeni bir şehir ve yeni bir yuva kurulurken hayat hep akan bir suydu Sitare,Muhittin ve herkes için…Savaşlar, yıkımlar, sürgünlerin ardından Umut geliyor. Umut “Hayat Akan Bir Sudur”‘da Kulin, Veda ile başladığı Osmanlı ailelerinin yaşamına, bu kez de Cumhuriyetin yeni kurulmakta olduğu sancılı yıllarda tanıklık ediyor. Akıp gitmekte olan günlük hayat derinden değişmekte, bu değişim aşklara, dostluklara, aile ilişkilerine, her şeye yansımaktadır.Ayşe Kulin, bir kez daha okurlarına ellerinden bırakamayacakları, okuyup bitirdikten sonra anılarına katacakları bir armağan sunuyor.
Büyük heyecanla çıkmasını beklediğim Umut: Hayat Akan Bir Sudur‘u yine büyük bir heyecanla alıp, çok kısa bir zamanda deyimi yerindeyse elimden hiç düşürmeden çeşitli duygular içerisinde savrularak okuyup bitirdim ve kitabın arka kapağında da denildiği gibi anılarıma katacağım çok güzel bir armağan halini aldı şimdiden.
//Spoiler Uyarısı//
Kitap, Veda‘nın devamı niteliğinde ancak bu sefer yeni karakterler, yeni hayatlar da katıyor bize. Zeki Salih bey ve ailesi bunlardan birisi. Bosna‘dan göç edipİstanbul‘a yerleşen Zeki Salih ve çocukları yeni hayatlarına alışmaya çalışırlarken, Ahmet Reşat‘ın konağında da ilk kitaptaki gibi aynı tad, huzur ve aile içi sevgi kaldığı yerden devam ediyor. Ahmet Reşat sürgünden dönüyor ve uzun yıllar süren hasret bitiyor. Veda‘daki Suat ve Leman‘ı evlenmiş, üstüne sütlük birer de çocukları olmuş, Sebahat‘i genç bir kız halini almış olarak, Mehpare ve oğlu Halim‘i ise aynı kederleriyle hayatlarına devam ederken buluyoruz.
Karekterleri ve onların yaşadıklarını Ayşe Kulin, o kadar samimi bir dille anlatmış ki, çoğu yerde gözlerim dolarak okudum dersem yalan söylemiş olmam.Mehpare‘ye sanki kendi akrabammış gibi üzülüyorum, Ahmet Reşat’ın çoğu yerdeki hüznüne sanki kendi beybabammış gibi kederleniyorum. Bütün kitabı okurken beni sanki bir milyon tane duyguya sürükleyip götürüyor Umut.
Ahmet Reşat ve Zeki Salih beylerin ailelerinin yaşantıları yavaş yavaş birbirleriyle kesişirken bu arada da genç cumhuriyetin heyecanını, cumhuriyet çocuklarını, kadınlarını öyle büyüleyici bir dille anlatıyor ki yazar, okurken yaşadığım bu dünyadan adeta soyutlanıp o döneme gidiyorum. Bizzat onlarla birlikte yaşıyorum heyecanı.
Kitabın son cümlesine geldiğimde, sanki bir savaştan çıkmışım da bana her türlü duyguyu yaşatan bir dönemi arkamda bırakmışım gibi bir his yaratıyor bu eşsiz eser. Birçok kişinin vefatı, evliliği, ayrılığı sanki bizzat yaşıyormuşum gibi duygulandırıyor beni. Sabahat ve Aram aşkının üzerinde sonlara doğru fazla durmaması ise bu hikayeyi başka bir kitaba sakladığı ve devamını orada anlatacağı izlenimi oluşturuyor bende.