Cevap :
"İnsanın çevresine uyum sağlayabilmesi için yeni davranışlar kazanması veya eski davranışlarını değiştirmesi" olarak tanımlanan "öğrenme", son derece karmaşık bir olgudur. İnsanın olgunluk düzeyine uygun olarak, çevresi ile etkileşimi sonucu gerçekleşen öğrenme, doğumda başlar, yaşam boyu devam eder.
Sürekli olarak değişen dış dünyaya uyabilmek için yeni bilgiler edinme, eski bilgilerini duruma göre kullanabilme, insanı değer canlılardan üstün kılan zekâ ve öğrenme sayesinde mümkün olur.
Öğrenmenin gerçekleşmesinde, bireyin kendi yetenekleri ne kadar etkiliyse, aile ortamı, okul, öğrenme ve öğretim yöntemleri de o kadar etkilidir. Bu nedenle gerek ailenin, gerekse okulun temel işlevi, bireye sadece birtakım temel bilgileri kazandırmak değildir. Asıl İşlevleri: Bireye edindiği bilgileri ihtiyacına göre kullanabilme ve geliştirebilme gücünü kazandırmak; her türlü yeniliğe ayak uydurabilecek, her yeni sorunu çözümleyebilecek bireyle yetiştirmektir.
Öğrenmede bireysel farklılıklar büyük önem taşır. Öğrenme gücü her insanda farklı düzeydedir. Bazı insanlar rahat ve çabuk öğrenirler, çabuk unuturlar; bazıları geç öğrenir, çabuk unutmazlar; bazıları öğrenmede güçlük çeker, bazıları hiç öğrenemezler. Öğrenme gücü, bireyin zekâ durumuna, gelişim ve olgunluk düzeyine, duruma ve konuya göre değişir. O halde denilebilir ki öğrenme bazı koşullara bağlıdır. Bu koşullardan bir kısmı öğrenmeyi kolaylaştırırken, bir kısmının da öğrenmeyi engellediği görülür.