Cevap :
FUZULİ'nin Su Kasidesi
Murat TUNCEL
Daha önce bir gazelini sunduğumuz Divan Şairimiz Fuzuli´nin bu kez de bir kasidesini sunuyoruz. Amacımız, edebiyat severlerin ve okuyucularımızın, kolayca karşılaştırma yapabilmeleri ve eskiye bakarak yeni düşünceler üretmeleridir. Kasideyi sunmadan önce Kaside hakkında kısaca bilgi vermekte yarar olsa gerek.
Kaside : Fuzuli´nin bu kasidesi bir nait´tir. Divan edebiyatında Peygamber hakkında yazılan kasidelere nait denir. Yazılan her beyit bir övgü içermektedir. Her ne kadar su üzerine söylense de, suyun yaptığı işlerin tek nedeni vardır, o da son dizelerde görüldüğü gibi suyun tek amacı peygamberin mezarına ulaşmaktır. Kasidelerin tanrıyı övgü için yazılanlarına tevhid ya da münacaat denir. Kasideler; tanrı, peygamber, dört halife ve zamanın büyüklerini övgü için yazılırlar. Su Kasidesi de peygambere övgüdür.
SU
Fuzuli, Kaside
1- Saçma ey göz eşkten gönlümdeki odlara su
Kim bu denlü duduşan odlara kılmaz çare su
2- Ab gûndur gûnbed-i devvâr rengi bilmezem
Ya muhit olmuş gözümden gûnbed-i devvâre su
3- Zevk-i tiğinden aceb yoh olsa gönlüm çak çak
Kim mürûr ile bırağur rahneler divâre su
4- Vehm ilen söyler dil-i necrûh peykânın sözün
İhtiyât ile içer her kimde olsa yare su
5- Suya versun bâğban gülzârı zahmet çekmesün
Bir gül açılmaz yüzün tek verse bin gülzare su
6- Ârızın yâdıyle nemnâk olsa müjgânım nola
Zâyi olmaz gül temannâsıyle vermek hâre su
7- Gam günü etme dilî bîmârdan tîğin dirîğ
Hayrdır vermek karangu gicede bîmâre su
8- İste peykânın gönül hicrinde şevkin sâkin et
Susuzam bir kez bu sahrâda benümçün are su
9- Men lebin muştâkıyam zühhâd kevser tâlibi
Nitekim meste mey içmek hoş gelûr hüşyâre su
10- Ravza-i kûyuna her dem durmayup eyler güzâr
Âşık olmuş gâlibâ ol serv-i hoş reftâre su
11- Su yolun toprağ olup ol kûydan dutsam gerek
Çün rakîbimdir dahi ol kûya koymam vare su
12- Dest bûsi ârzusuyle ölürsem dostlar
Kûze eylen toprağım sunun anınla yâre su
13- Sevr ser-keşlik kılur kumrî niyâzından meğer
Dâmenin duta ayağına düşe yalvere su
14- İçmek ister bülbülün kanın meğer bir reng ile
Gül budağının mizâcına gire kurtare su
15- Tinet-i pâkini ruşen kılmış ehl-i âleme
iktidâ etmiş tarîk-i Ahmed-i muhtâra su
16- Seyyid-i nev-i beşer deryâ-yi dürr-i istifâ
Kim sepüptür mucizâtı ateş-i eşrâre su
17- Hayret ilen parmağın dişler kim etse istimâ
Parmağından verdiği şiddet günü enâsere su
18- Dostu ger zehr-i mâr içse olur âb-i hayât
Hasmı su içse döner elbette zehr-i mâre su
19- Hâk-i pâyine yetem der ömrlerdir muttasal
Başını taştan taşa urup gezer âvâre su
20- Bîm-i dûzah nâr-i gam salmış dil-i sûzânıma
Var ümidîm ebr-i ihsânın sepe ol nâre su
21- Yumn-i na´tinden güher olmuş Fuzûlî sözleri
Ebr-i nisandan dönen tek lâ´lü-i şehvâre su
22- Umduğum oldur ki rûz-i haşr mahrûm olmayan
Çeşme-i vaslın vere ben teşne-i dîdâre su
Su Kasidesi´nin günümüz Türkçe´sine uyarlanmış biçimi.
1- Ey göz, gönlümdeki ateşlere gözyaşlarından su serpme
Çünkü, böylesine tutuşan ateşlere su fayda etmez.
2- Bilmiyorum, dönen gökkubbe mi su rengindedir,
Yoksa gözyaşlarım mı gökyüzünü kaplamış?
3- Kılıç gibi bakışlarının etkisiyle gönlüm parça parça olsa şaşma,
Çünkü; su duvardan aka aka yarıklar oluştururur.
4- Yaralı gönül, senin ok atışlarına benzeyen kirpiklerinin sözünü korkarak söyler,
Yarası olanlar da suyu yavaş yavaş ve ihtiyatla içer.
5- Bahçıvan boşuna yorulmasın ve gül bahçesini sele versin,
Çünkü bin gül bahçesini sulasa senin yüzün gibi bir gülün açılmasına
olanak yoktur.
6- Gül isteyerek dikenine su vermek boşuna değildir,
Senin yanağını anarak kirpiklerim ıslansa ne olur?
7- Gam gününde hastaya gönülden kılıç gibi keskin bakışlarını esirgeme;
Çünkü karanlık gecede hastaya su vermek hayırlı bir iştir.
8- Gönül, sevgilinin oka benzeyen kirpiklerini arzula ve ondan ayrı olduğum zaman hasretimi dindir.
Susuzum, bu aşk sahrasında bir kez de benim için su ara.
9- Ben şiddetle dudağını arzuluyorum, sofularsa Kevser istiyorlar,
Tabii, sarhoşa şarap, ayıklara da su içmek hoş gelir.
10- Su, durmadan sevgilinin cennet bahçesine dönmüş yurduna doğru akıp gidiyor,
Galiba o da, o selvi boylu güzele aşık olmuş.
11- Toprak olup sevgilininin yurduna giden suyun önünü kesmeliyim,
Çünkü su benim rakibim olmuştur, onu oraya gitmesini önlemeliyim.
12- Dostlarım, onun elini öpmek arzusuyla ölürsem,
Toprağımdan bir testi yapın ve sevgiliye onunla su verin.
13- Selvi, kumrunun yalvarmasına inatla karşı çıkıyor,
Su, selvinin çevresinde dolanıp yalvarsın da onu bu inatçılıktan
vazgeçirsin.
14-Gülün budağı güle renk vermek için hile ile bülbülün kanını içmek
istiyor,
Su gülün gövdesine yürüyüp yalvarsın da, zavallı bülbülü kurtarsın.
15- Su olmazı oldurmuş, Hazreti peygamberin yoluna girerek,
tertemiz doğasını insanlık alemine göstermiştir.
16- İnsanların ulusu Muhammed, seçkinlik incisinin denizidir ki;
Onun mucizeleri kötülerin ateşine su serpip söndürmektedir.
17- Kızgın bir günde Muhammed´in yanındakilere parmağından su verdiğini,
Kim işitse hayret eder ve şaşırır.
18- Muhammed´e gönül veren, onun dostu olan yılan zehri içse hayat suyu olur,
Onun düşmanları ise tatlı su içse yılan zehiri olur.
19- Ömürler süren yıllardır ki, su başını taştan taşa vurarak bir avare gibi gezer,
Bütün amacı peygamberin mezarına ulaşabilmektir.
20- Cehennem korkusu yanık gönlüme gam ateşi salmıştır,
Fakat, peygamberin ihsanının bulutunun su serperek o ateşi
söndüreceğini umuyorum.
21-Fuzuli´nin sözleri, seni övmenin bereketiyle nisan yağmurundan düşüp büyük incilere dönen
o yağmur damlaları gibi inci olmuştur.
22- Umduğum şudur; kıyamet gününde yüzünü görmekten yoksun olmayayım,
ve sana kavuşmakla hasretimin yangınını söndürmüşcesine su içmiş gibi olup serinleyeyim.
Murat TUNCEL
sayfa:12Yazdır
İLETİŞİM İÇİN
kaside
Bu şehr-i Sitanbûl ki bî-misl ü behâdır
Bir sengine yekpâre Acem mülkü fedâdır
Bir gevher-i-yekpâre iki bahr arasında
Hurşîd-i cihân-tâb ile tartılsa sezâdır
Altında mı üstünde midir cennet-i a'lâ
Elhak bu ne hâlet bu ne hoş âb u hevâdır
İnsâf[ı] değildir anı dünyâya değişmek
Gülzâr[ı]ların cennete teşbîh[i] hatâdır
İstanbul'un evsâfını mümkün mü beyân hiç
Maksûd[ı] hemân sadr-ı kerem-kâra senâdır
Ez-cümle Nedîmâ kulun ey Âsaf-ı devrân
Müstağrak-ı lütf u kerem ü cûd u atâdır
NEDİM