Cevap :
Gelecekte ne olacak, ne değişecek? Bunu hiç kimse bilmiyor. Biz sadece tahmin ediyoruz. Allah gerçekleştiriyor. Her insanın kendine ait geleceği olur.
Ben de gelecek hakkında düşünüyorum ve plan yapıyorum. Ben 5 yıl sonra üniversiteden mezun olacağım. Şimdi ben hazırlık bölümünde okuyorum, bir yıl sonra fakültemi değiştireceğim. Ben yıllarca diplomat olmayı çok istedim hâlâ da istiyorum. Diplomat olmak benim hayallerimden biri.
Ben gelecekte eğitimli, gururlu bir insan olmak istiyorum, kendi ülkeme faydalı bir şey yapmak istiyorum.
Bence her genç kız için bu hayatta en önemli şey ailedir. Mesela benim için aile çok kıymetli, bu yüzden ben gelecekte çocuklarım için özenli ve ilgili bir insan olmak istiyorum.
Üniversiteden mezun olduktn sonra ben farklı ülkeleri gezeceğim. Bu dünyada nasıl güzel ülkeler var? Benim için bu çok ilginç. İlkin ben Türkiye'yi gezmek istiyorum, çünkü orada çok güzel ve eski tarihi yerler var.
Hayallerimden biri de gelecekte güzellik salonu açmak. Bence güzellik de hayatımızda çok önemli rol oynuyor. Çünkü güzellik dünyayı koruyor. Bunlar sadece benim gelecekle ilgili amaçlarım, hayallerim.
Hayat her zaman harika olmaz, bazen iyi, bazen kötü şeyler oluyor. Ama bizim çeşitli sınavlardan geçmemiz lazım. Bu sınavlardan, kan ve ateş sınavından geçmek gerek.
Ben amacıma ulaşmak için gayret edeceğim ve bu arzumun yerinegeleceğine inanıyorum.
Ağaçlar, bir memleketin doğal zenginlikleridir. İnsanlara ve yurda büyük yararları vardır. Memleket ekonomisine katkıda bulunduğu gibi insanları toprak kayması, sel gibi doğal felâketlerden korur, iklim şartlarını düzenler.
Tanrı’nın insanlara bağışıdır. Bizde ağaç sevgisi, köklü, gelenekleşmiş bir sevgidir. Deyimlerimizde şiir ve türkülerimizde bu sevginin göz alıcı izlerine raslamak mümkündür.Ancak, bazı kendini bilmez, cahil kişiler, toprak kazanmak, yakacak elde etmek gibi çeşitli bahanelerle yaş ağaçlara acımasızca kıyarlar. Ufacık bir çıkar kaygısı yüzünden büyük bir zarara sebebiyet verilir. Ünlü şairimiz Mehmet Emin Yurdakul, bir şiirinde: “Sakın kesme, yaş ağaca balta vuran el onmaz; I Na kütükler, hiç birine nice yıldır kervan gelmez, kuş konmaz, I Bunları kes, o baltanla bu çürümüş ağaçları yere ser” derken, insanlarımıza ne kadar yerinde ve içten bir öğüt vermektedir.
Gerçekten, yaş ağaç kesen bir insan, bir canlıya kıydığı için cani sayılır. Tanrı ve kul katında da günahkârdır. Ayrıca, şairimizin de dediği gibi, hiçbir zaman esenliğe kavuşmaz.