Cevap :

Cevap:

Vaazın hazırlanmasında hazırlık safhasının merkezini, konuya ait âyet ve hadislerin dikkatli bir araştırması ile tefsir ve şerhlerden ayet ve hadislerin açıklamaların okunması önem arz eder. 

Konuya açıklık getirecek İslâm büyüklerinin görüş ve sözleri, şiir, fıkra, ve olayların, menkıbelerin toplanması da başarılı bir sunuş ve anlatım için vaize yardımcı olacaktır.

Sunuşta ayetlerin sûre numaraları hadislerin hangi güvenilir hadis kitaplarında bulunduğu söylenmeli. Bu, cemaate itimat telkin etmenin yanında dini literatür hakkında da kulaklarda bir şeylerin kalmasını sağlar. Vaaz hazırlanır ve sunulurken, dini muhtevayı hatırlatan kelime, deyim ve terimleri ısrarla ve şuurlu bir şekilde kullanmak gerekir. Özellikle fıkhî bir hüküm ifade eden terimler hatalı bir şekilde tercüme edilmemelidir. Gerektikçe bir, iki kelime ile açıklamalar yapılabilir.

Ayet ve hadis metinlerinin hatasız olarak okunması mutlak şarttır. Bunun için önceden dikkatlice ve okunaklı biçimde bu metinlerin yazılması ve sesli olarak okunarak çalışılması gerekir.

Vaazda üslûb irşadî olmalıdır. İlmî ve akademik olmamalıdır. İrşadî üslûpta suçlu teşhisi yoktur. Suç ve hatayı teşhis vardır. Peygamber Efendimiz, “birtakım kimselere ne oluyor ki...”  şeklinde kapalı bir tarzda hataya işaret ederdi. Başarılı bir hitabette bulunmak vaizin nasıl bir görevi ise, bunu doğru bir üslupla konuşmalarına yansıtmak ta başka bir görevidir. Aslında vaiz, ikna etmek için konuşan kişidir. Böyle olunca onun sert, kaba ve kırıcı olmaması pek tabiidir. Müslümanları kırmadan eğitmek, vaizin olumlu ve sevdirici bir üslûbu ile mümkün olur.

Vaazda kullanılacak dilde açıklık, tabiilik, güncellik, basitlik ve sadelik esastır. Herkesin anlayabileceği bir dil tercih edilmelidir. Mahalli şive vaizin yadırganması ihtimali varsa kullanılabilir. Aksi halde asla mahalli şiveye rağbet etmemek gerekir. Ancak anlaşılmayı sağlamak için yeri geldikçe, mahalli ifade deyim ve atasözlerinin kullanılması elbette faydalı olacaktır.

Ne kadar tecrübeli olursa olsun hiçbir vaiz, önceden düşünüp, planlamadığı bir konuda konuşmamalıdır. Vaazın metnini baştan sona yazmak her zaman gerekmez, pratik de değildir. Fakat plan gereği ana noktaların açıklamalarını ve bunların kaynaklarını ihtiva eden, küçük kâğıtçıkların sunuşta elde bulunması şarttır.

Ayrıca kürsünün vâizde oluşturduğu heyecanı mutedil bir çizgide tutabilmek için de vaazın önceden belirlenmiş bir planının bulunması faydalı olacaktır. Neyi, hangi tonda söylemesi gerektiğini önceden düşünen ve planlayan vaiz, ani kabarmalara, yapmacıklara ve heyecan hallerinde söylenecek rasgele sözlere iltifat etmeyecektir.

Vaizlik zevkli ve yetiştirici bir meslektir. Dikkatli ve görevini benimsemiş bir vaiz, birçok konuyu net bir şekilde öğrenecektir. Çünkü cemaate anlayacakları bir şekilde anlatmak zorundadır. Bu zorunluluk önce kendisinin meseleyi iyi öğrenmesini gerektirecektir.

Vaiz, gerek konu seçimi gerekse vaaz hazırlamada tam anlamıyla bir araştırmacı durumundadır. Diploma ile her şeyin halledildiği yanlışına aslâ düşmez. Çevresindeki âlim ve meslektaşlarından yararlanmayı asla ihmal etmez.

Vaazın hazırlanışında:

Bir şeyler bilenlerin, daha fazla öğrenmek ihtiyacı içinde olduklarını anlayacakları,Bazı şeyleri bilmediklerini kabul edenlerin de muhtaç oldukları bilgileri bulabilecekleri bir sunum hazırlığı esas alınır.

Bu hedefe hiç şüphesiz dinde tefakkuh yani öğrenmenin çeşitli güçlüklerini göğüsleyerek İslâmi ilimlerin her birinde iyi bir bilgi seviyesine sahip olmakla ulaşılabilir. Bu da vaizin okuma, öğrenme ve not alma alışkanlığı kazanmış olmasıyla mümkündür.