Cevap :

Fethi

1. İLETİŞİM

Duygu, düşünce ve isteklerin yazı, konuşma ve görsel-işitsel akla gelebilecek her türlü araçla aktarılmasına iletişim denir.

İletişimin kurulmasında altı temel öğe kullanılır:

* Kaynak(Gönderici) * Alıcı

* İleti (Mesaj) * Kanal(İletim yolu)

* Bağlam(Ortam) * Dönüt(Geri bildirim)

* Kaynak(Gönderici) : Duygu düşünce ve isteğin aktarılmasında sözü söyleyen kişiye denir.

* Alıcı : İletilen sözü alan kişiye denir.

* İleti (Mesaj) : Gönderici ile alıcı arasında aktarılan duygu,düşünce ya da isteğe denir.

* Kanal(Araç) : Gönderici ile alıcı arasındaki iletinin gönderilme şekline denir.

* Bağlam(Ortam): İletişimin gerçekleştiği yere denir.

* Dönüt(Geri bildirim) :Alıcının göndericiye verdiği tepkiye (cevaba) denir.

İletişim Niçin Gereklidir?

· Kişi, sosyal çevrede sağlıklı ve mutlu bir yaşam sürmek için iletişim kurmak zorundadır.

· İletişim hayatın vazgeçilmez bir gereğidir.

· Ruhsal ve bedensel ihtiyaçlarımızı gidermek için iletişim gereklidir.

· Toplumsal yasa vu kuralları sağlıklı bie şekilde işletebilmek için gereklidir.

Gösterge ve Türleri:

Kendi dışında başka bir şeyi gösteren,düşündüren,onun yerini alabilen,kelime,nesne,görünüş ve olgulara gösterge denir.

Türleri:

a) Dil Göstergesi: Söz veya yazıyla gerçekleştirilen her türlü eylem bu gruba girer.

b) Doğal Gösterge: Ülkelerin doğal güzellikleri,yaprakların sararması…

C) Sosyal Gösterge: Trafik ışıkları,görgü kuralları…

İletişim Kurarken Kullanılan Göstergeler Nelerdir?

* Dil göstergeleri : Söz veya yazıyla gerçekleştirilen her türlü eylem bu gruba girer.İnsan duygu ve düşüncelerini en iyi şekilde dil ile anlatır. Dille gerçekleştirilen iletişim resim, şekil, işaret ve vücut diliyle yapılan iletişimden daha güçlü ve daha kullanılışlıdır.

* Dil dışı göstergeler : Resim,şekil,işaret,hareket,jest ve mimikler bu gruba girer.

2. İNSAN,İLETİŞİM VE DİL

İletişim Türleri:

* Dille gerçekleştirilen iletişim

* Jest ve mimiklerle gerçekleştirilen iletişim

* Resim,şekil,çizgi gibi sembollerle gerçekleştirilen iletişim

* Simgelerle gerçekleştirilen iletişim

Dil Nedir?

Dil, insanlar arasında anlaşmayı sağlayan,kendisine özgü yasaları olan ve ancak bu yasalar çerçevesinde gelişen, temeli bilinmeyen zamanlarda atılmış seslerden örülmüş bir anlaşma sistemidir.

Dilin Önemi ve Özellikleri

* Dil, gelişmiş bir iletişim aracıdır.

* Dil, seslerden oluşmuş bir anlaşma sistemidir.

* Tam anlamıyla anlatma ve anlaşma; seslerden örülü kurallar bütünü olan “dil” ile sağlanır.

* Dil, düşünce ve zekânın bir göstergesidir.

* Dil, canlı bir varlıktır.

* Dil, sosyal bir varlıktır.

* Dil, bir ortaklıktır.

Dilin Millet Hayatındaki Yeri ve Önemi nedir

* Dil birliği, milleti oluşturan özelliklerin başında gelir.

* Bir milletin dili; onun tarihi, dini ve kültürüyle iç içedir.

* Millet için gerekli olan her şey, dilde saklanır.

* Dil; milletin manevî ve kültür değerlerini, millet olabilme özelliklerini bünyesinde sımsıkı muhafaza eder.

* Dil, milleti meydana getiren bireyler arasında ortak duygu ve düşünceler meydana getirir.

* Dil, milletin birlik ve bütünlüğünü sağlayan en güçlü bağdır.

Dilin İşlevleri nelerdir

a) Heyecan bildirme işlevi

Of!Canımı sıkma.

b) Göndericilik işlevi

Su,iki hidrojen,bir oksijen molekülünden oluşur.

c) Alıcıyı harekete geçirme işlevi

Aç artık şu kapıyı.

d) Dil ötesi işlevi

Yapım eki almış sözcüklere türemiş sözcük denir.

e) Kanalı kontrol işlevi

Söylediklerimi anladın mı?

f) Şiirsellik işlevi

Avazeyi bu aleme bir Davut gibi sal

Baki kalan bu kubbede bir hoş sada imiş

3. DİL- KÜLTÜR İLİŞKİSİ

En genel anlamıyla kültür bir toplumun maddi ve manevi alanda ortaya koyduğu tüm eserlerdir. Toplumların yaşam biçimleri, gelenek-görenekleri kullandıkları araç gereçleri, inançları, dili, sanat anlayışı vb. kültürü oluşturur.

Toplumlar yüzyıllar boyu maddi ve manevi alanda çok değerli eserler üretmişlerdir. Bu eserler gelecek kuşaklara dil sayesinde aktarılır. Örneğin İslâmiyet’ten önceki döneme ait destan, koşuk, sağu, savlar, Orhun Yazıtları, Dede Korkut Hikâyeleri, Yunus Emre’nin şiirleri dil sayesinde günümüze dek yaşamışlardır. Günümüz gençleri o eserleri okuyarak o dönemle ilgili bilgi sahibi olabilirler. Bu bilgilenme dil sayesinde olmaktadır. Bu bakımdan dil önemli bir kültür taşıyıcısıdır.

 

İnsanların birbirleriyle anlaşabilmelerini sağlayan tek araç dildir. Topluluklar halinde yaşamaya yönelen insanlar, bu ortak anlaşma aracı olan canlı bir varlık olan dili geliştirdiler. Dil, bu yapısı gereği toplumla sıkı sıkıya bağlantılıdır. 
Bir dili konuşma dili ve yazı dili olarak ikiye ayırırız: Konuşma dili; günlük hayatımızda konuşurken kullandığımız dildir. Bu dilin özelliği, sadece konuşulan dil olarak kalmış ve bir kültür dili haline dönüşememiş olmasıdır. Diğer yandan yazı dilini besleyen en önemli kaynak da sözlü kültür ve konuşma dilidir.

Bir ülkenin hemen her bölgesinde birbirinden farklı telâffuzlara ve kelime ayrılıklarına dayanan ağızlar bulunabilir. Bu durumda da konuşma dili, o dili konuşan toplumların her bölgesinin azçok kendi ağız yapısına dayanan günlük tabiî dilidir. Erzurum'da konuşan kişi Erzurum ağzını, Trabzon'da konuşan kişi Trabzon ağzını kullanır...

Bölge ağızları, bilim araştırmalarında ya da tiyatro, roman gibi yapıtlarda konuşturulan kişilerin ağızlarını belli etmek, yansımalar yapmak istenince yazıda gösterilebilir.

Yazı dili ise kültür dilidir. Yazılı eserlerde kullanılır. Yazı dili, o dili konuşan insanların, lehçe ya da ağızlarından birisinin temel alınması sonucu standart bir hale getirilmesiyle oluşur. Yazı dili olma niteliğini taşıyan ağızın, bir ülkenin kültür merkezi olarak gelişen bölgesinin ağzı olması ve konuşma dillerinin de en gelişmiş olanı arasından seçilmiş bulunması zorunluluğu bulunmaktadır. Türkçenin yazı dili, İstanbul ağzına dayanmaktadır.

Bir ülkenin çeşitli konuşma dilleri ve ağızları bulunmasına karşılık, bir tek yazı dili bulunmaktadır. O ülkede yaşayan insanlar, okuyup yazarken bu ortak dili kullanmaktadır. Konuşma diline göre en önemli ayırt edici özelliği bu dilin muhafazakâr olmasıdır. Normal şartlar arasında, dışarıdan zorlama olmaksızın dile ait özelliklerini kolay kolay kaybetmemesidir. Aynı ülke içinde konuşulan lehçe ve ağızların alabildiğine farklılaşmasını önlemesidir.

Ancak belli bir kültür seviyesine ulaşabilmiş, medeniyet kurabilmiş ve ortak bir edebiyat geleneği oluşturabilmiş milletlerin yazı dili bulunmaktadır. Bu nedenle de yazı dilinin geliştirilmesi kültür ile uğraşan aydınların (bilim adamları, şair ve yazarlar gibi) yardımı ile gerçekleşmektedir.

Dil yapısı gereği sözlü bir fonomendir. O kadar sese bağımlıdır ki, tarih boyunca konuşulan binlerce belki de onbinlerce dilden, ancak yüz altı tanesi yazıyı kullanmış ve edebiyat üretebilecek derecede gelişimini tamamlayabilmiştir. Bugün ise konuşulan üç bin kadar dünya dilinden, 78 tanesinin edebiyatı ve yazılı kültürü bulunmaktadır. Günümüzün son teknolojik gelişmeleri karşısında, bugün bile yüzlerce dil uygun yazı sistemi geliştirilemediği için yazıya geçirilememiştir.