Cevap :

Cevap:

Kitabı elinize aldığınız andan itibaren yazarın oluşturduğu kendine has imgesel harmanlar ile buluşmaya başlarsınız. Kitabın karakterlerinden Elif ‘in yaşadığı tüm acıları imgelere dökerek anlattığı ve asla mutlu olmadığı ailesinden ve kardeşi Tufan’ın yapmış olduğu bir hata yüzünden Elifin hiç suçu yokken bunu ödemesi gerektiği için nefretini kusuyordu. Küçüklükten beri kurduğu hayalin yerle bir olması kendini mutsuz hissettiriyordu. Hayali ise ailesinde her zaman kötülük görmüş sıkıntı çekmiş insanların evleneceği adamların çok iyi olacağı ve evleneceği adam ile çok mutlu olacağı inancıydı. Elif, maddiyatta gözü olamayan bir karaktere sahipti ve yaşayacağı ev kötü bir yer bile olsa eşiyle mutlu olduğunu hayal ederdi.

Tufan çaldığı bir araba ile kaza yapması üzerine hapse girmemek için arabanın sahibi ile Elif’i evlendirerek sorunu çözmeye çalışmışlardı. Bu teklifi Emin amcanın kabul etmesi ile sorunlar daha çekilmez hal almıştı. Çünkü Emin amcanın oğlu Emre namı değer “DELİ EMRE” olarak bilinirdi. Bir deli ile evlenmesi tüm umutlarını tüketen Elifin daha da zor bir hayat olacağı ve devamlı korku dolu yaşayacağı kaçınılmaz bir hal olmuştu. Emin amcaların Elif’i istemeye geldikleri gece Emre’nin tuvalet bahanesiyle Elif ile yalnız kalması sonucu ilk fırsatta onu korkutup duvara iterek boynunu sıkması Elif’i çok korkutmuştu. Lakin ailesinin bir şey yapmayacağını düşünerek kimseye söyleyemediği bu konuyu gözlerinden akıttığı yaşları ile yastığı ıslatıyordu.

Düğün alışverişinde ise Elif’in bir dediği ki eksik olmuyor her istediğini Emre alıyordu. Elif Emre’nin ne hastalığı olduğunu kuzeni Miraca sorarak öğrenmeye çalışmaktadır. Emre’nin hastalığını biraz araştırınca kadınlardan nefret ettiğini, cinsel ilişkide fiziki zararlar verebileceğini öğrenmesi ile işler daha korkunç boyutlara ulaşmaktadır. Düğünü ve evleri hayallerinden daha da mükemmel olması onun içini asla rahatlatmıyor ve eşinin bu olmaması gerektiği inancı ile kendini daha da bataklıkta hissediyordu. Elifin ablası Nuray asla yanından ayrılmayıp hep destek olmuştu. Evlilikte keramet olduğunu ve daha iyi olacağını söyleyip duruyordu. 

Baş başa kaldıkları ilk gece de korktuğu gibi bir olayın asla yaşanmadığı ve Emre’nin ayrı bir oda da yatmış olması Elif’i daha mutlu etmişti. Uzun bir süre asla konuşmadıkları, sadece yemek masasında yemek yerken birlikte oturdukları evliliği daha da çekilmez yapıp Elif’in sohbet bile edemiyor oluşu daha çok canının sıkılmasına sebep oluyordu. 

Belli bir süre sonra Elif ile Emre arasında ki buzlar erimiş bu aşamaya kadar hayli badireler atlatan Elif bir an da mutluluğun ne olduğunu öğrenmeye başlamıştır. Artık cinsel fobisini ortadan kaldıran Emre ile Elif çocuk planı dahi yapmaya başlamıştı. İstedikleri gibi bir bebek sahibi olan Emre ve Elif bebeğin adını Emin koyarak babasını hep yaşatmak istemişti.

Emre’nin babası mide kanseriydi ve çok fazla vakti kalmamıştı bu dünya da. Oğlunun evliliği, torun sevgisi ile mutlulukta Emre küçükken ölen eşinin yanına gitmeye seviniyordu. Emre’nin annesinin ölümü sonucu Emre’nin iki yıl kadar konuşmadığı ve daha sonra kadınlardan nefret ettiği durumu başlamış ve nazar boncuğu ve göğüs gördüğünde kusma refleksleri vardı. Yaşadıkları güzel anlar, kıskançlıkları, tatlı atışmaları, yaşadığı aşk ile bu adamla evlendiği için her zaman şükrediyor ve yanından asla gitmemesi için dua etmeye başlamıştı. 

Emre’nin babası öldüğünde ise artık hiçbir şey eskisi gibi olmamış hatta işler daha çok sarpa sarmaya başlamıştı. Babasını gömdükten sonra kriz geçiren Emre hastaneye yatmıştı ve Elif’in Emre’yi kurtarmaya çalışması yer alıyor. Asla yanından ayrılmayan ablası Nuray ve eşi Murat, Emre’nin amcası Faruk sayesinde ayakta kalmaya çalışan bir mücadele vermesine yardımcı oluyorlardı. 

Hafızalara gelen sorunsallar incelendiğinde Emre eski sağlığına kavuşacak mı? Bu duruma sebep olan o cenazede ne olmuş olabilir? Emre’nin hastane de çizmiş olduğu resimleri ile asıl sorunu çözmeye çalışan Elif’in mücadelesi olumlu sonuçlanacak mıydı? Bu sorunsalların cevapları merak edenler ile kavuşmayı beklemektedir.

Kitabı elinize aldığınızda sıcak ve samimi bir anlatımın sizi sarması mümkündür. Keşke o ben olsam dediğiniz bir roman kadını yaratılmış ve sizlere sunulmuştur. Kendinizi bu romana bırakırken içinde ne olduğunu bilmediğiniz ama meraktan açtığınız sandık gibi karıştırarak kitabın sizi farklı âlemlere götürebilecek güçte olduğunu hissedebilirsiniz. Okurken nefesinizin kesilip acaba ne olacak merakı ile kitap elinizde olduğu sürece kendinizi iyi hissedebilirsiniz..