Cevap :

Cevap:

Ekonomik olarak

Ülke ekonomisinin temeli olan tarım, yıkım noktasındadır. Tarımsal araçların ve uygulanan üretim yöntemlerinin ilkelliği, toprağın verim gücü, toprağa sahiplilik oranı ve özellikle iklim koşulları tarımsal üretimi etkilemektedir.

Ülke ekonomisinin temeli olan tarım, yıkım noktasındadır. Tarımsal araçların ve uygulanan üretim yöntemlerinin ilkelliği, toprağın verim gücü, toprağa sahiplilik oranı ve özellikle iklim koşulları tarımsal üretimi etkilemektedir.

Tarımsal üretim değerinin yüksek olduğu, ihracata yönelik üretimin yapıldığı Marmara, Ege ve Akdeniz bölgelerinin işgal altında bulunduğu düşünülürse, Kurtuluş Savaşı’nı yöneten kadronun ekonomik açıdan da ne kadar güç durumda olduğu daha iyi anlaşılır.

Birinci Dünya Savaşı’nda iç borçlanmaya gidilmiş olunması ve tüccarın sermayesini tarafsız ülkelere yatırması, Kurtuluş Savaşı’nda sermaye sıkıntısı çekilmesine yol açmıştır. Ülkenin genel savaş ve ateş- kes yıllarında, spekülasyon ticareti ile servet edinmiş tüccarlarının bir kısmı Anadolu’da kazanç yolları ararken, Anadolu’daki bir çok servet sahibi de Türkiye Büyük Millet Meclisi hükümetine olan güvensizliklerinden dolayı sermayelerini ortaya atmamakta, Anadolu dışına kaçırmaktadır. Anadolu tüccarları sayıca fazla olmasına karşın, sınırlı sermayeye ve bilgi birikimine sahiptir.

Askeri olarak

Başlangıçta Doğu Cephesi'ndeki Kazım Karabekir komutası altındaki XV. Kolordu haricinde düzenli ordu yoktu. Batıda Kuva-i Milliye Yunan kuvvetlerini yavaşlatsa da düzenli bir ordu şarttı. Düzenli ordunun kurulması, top yekün milli mücadele ve Tekalifi Milliye emirleri ile askeri olarak ülke güçlenmeye başladı ve zafere giden yolda büyük adımlar bu sayede atıldı.