Cevap :
Cevap:
Açıklama:
Pazar günü sabahı kahvaltılar edildikten sonra annelerinden izin alan Yasemin ile Emirhan birlikte gezmeye çıkar. Hava almak için ormana gitmeye karar veren iki kardeş yolda markete uğrarlar ve karınlarının acıkması ihtimaline karşılık yiyecek birkaç şey alırlar. Ormana giderken tarla ve bahçelerden geçerler.
Dışarıda güneşli ve güzel bir hava vardır. Hava, bir mayıs günü olmanın hakkını vermektedir. Yemyeşil çayırlar vardır. Ağaçlar daha yeni meyvelerini vermeye başlamışlardır. Yolda Yasemin kardeşi Emirhan’a bazı ağaçların hangi tür ağaç olduklarını sorar. Emirhan onların elma ve kiraz ağaçları olduğunu açıklar. Öğlen olmuş, güneş tepeye çıkmıştır. Tam bu sıralarda ormana ulaşırlar. Çam kokuları arasında yürüyüşlerine devam ederler. Karınları acıktığında bir ağacın gölgesine oturup karınlarını doyururlar.
Piknik yapan diğer insanlar da etrafa oturmuş yemek yemektedirler. Hava kararmaya başlayınca Emirhan Yasemin’e saatin çok geç olduğunu, artık eve dönmeleri gerektiğini söyler. Yasemin hiç gezmedikleri bir yeri işaret eder ve oraları da gezmek istediğini söyler. Emirhan da ona uyar ve gezmeye devam ederler.
Ormanda kaybolurlar. Hava da kararmıştır. Artık akşam olmuştur. Bir ağacın dibine sığınıp orada beklemeye başlarlar. Eve gelmedikleri için anne ve babaları telaşlanmış, onları aramaya çıkmıştır. İleride bir ışık görürler. Bu ışık anne ve babalarının tuttukları fenerleridir. Onları görünce pek sevinirler ve bir daha yanlarında kimse olmadan ormana girmeyecekleri sözünü verirler
Cevap:
ELMA AĞACI
Yine başladı soğuklar,
Boyuna yağıp duruyor yağmur.
Esiyor rüzgar acı acı.
Nasıl geçireceksin bu kışı
Elma Ağacı?
Gölgen de yok ki sana arkadaş olsun;
Tek başına kaldın bu kış kıyamette;
Artık kimse bakmaz oldu yüzüne;
Dallarına tırmanıyor çocuklar,
Kuşlar uğramıyor semtine.
Üzülme bu günler çabuk geçer,
Bir bakarsın bahar geliverir.
Yeniden allanıp süslenirsin,
Bizim için yine çiçek açar,
Meyve verirsin.
İYİ DERSLER.......