Cevap :

Açıklama:

KİTABIN ADI : Dünyanın En Güzel Hikayeleri-3

KİTABIN YAZARI : Fethi UN

YAYINEVİ VE ADRESİ : Altın Kitaplar Yayınevi Cağaloğlu / İSTANBUL

BASIM TARİHİ : 1999

KİTABIN ÖZETİ :

HAKKINI SAVUNMAK

Varlıklı bir bey yine kendisi gibi varlıklı bir kadınla evlenir. Bu kadından bir kız bir de erkek çocuğu olur. Bir süre sonra adam karısını kaybeder. Daha sonra varlıksız ve asaletsiz bir kadınla evlenir. Üvey anne çocuklarına karşı kötü davranışlar içine girer. Tüm bunlara dayanamayan oğlu yurt dışına kaçar. Baba oğlu ile irtibat kurar ve oğluna ihtiyaçlarını karşılayacak kadar para gönderir. Üvey anne ise buna karşı çıkar. Uzun süre birbirlerinden haber alamazlar. Bunun üzerine üvey anne kocasını oğlunun öldüğüne inandırmaya çalışır ve mirasının kendi öz oğluna verilmesini ister. Sonunda baba istemeyerek de olsa bunu kabul eder. Yine kocasıyla ile tartışırken kadın üvey oğlunun hayalini camda görür. Bundan çok korkan kadın ısrarlarından vazgeçer. Bir süre sonra kocasının şeytanla işbirliği yaptığını mahkeme kararıyla ispatlar ve kocasını tehdit ederek bir yıl içinde oğlundan haber gelmezse veya oğlu gelmezse şartı ile şahitler huzurunda anlaşma imzalanırken üvey oğlunun hayaleti görülür. Üvey anne baygınlık geçirir, şahitler vazgeçer. Dava bir daha açılmamak üzere kapanır. Oğlu dört yıl sonra Doğu Atlantik adalarından döner.

BAYAN VEAL' İN GERÇEK ÖYKÜSÜ

Bayan Borgrave, Bayan Veal öldükten sonra hayaletinin onu ziyaret ettiğini iddia etmektedir. Bayan Borgrave saygın ve sevilen biridir. Varlıklı değildi ve kocası tarafından kötü hareketlere maruz kalmıştı. Bayan Borgrave ve Bayan Veal çocukluklarından beri arkadaşlardı ve her şeylerini paylaşırlardı. Yıllar sonra bir gün Bayan Veal' in arkadaşları kendisini bir işe yerleştirirler. Bunun üzerine aralarındaki arkadaşlık ve görüşmeler giderek azalır. Bir gün Bayan Borgrave evde otururken Bayan Veal çıkagelir ve hasret giderirler. Bayan Veal bazı isteklerde bulunduktan sonra veda eder. Bir süre sonra Bayan Borgrave, Bayan Veal' i görmek ister. Fakat ziyaretinden önce onun ölmüş olduğunu öğrenir ve bunu akrabalarına anlatır. Çoğunluk Bayan Borgrave' nin söylediklerine anlattığı somut deliller doğrultusunda inanır. Bazı kesimler Bayan Borgrave' nin adını kötüye çıkarmak isteseler de başarılı olamazlar.

BATAKLIKTAKİ MAHKUM

Pip ablası ile bataklık bir yerde yaşamaktadır. Annesini ve babasını hiç görmemiştir. Bir gün kiliseye yakın kasvetli, ürkütücü bir ortamda ağlarken iri yarı ayakları zincirli bir adam görür. Adam Pip' i kollarından yakalar ve cebindeki ekmeği yer. Pip' e yarın sabah zincirlerden kurtulmak için alet ve bol yiyecek getirmesini, yoksa kendisini yiyeceğini söyler. Çocuk adamı bir daha görmez.

GARİP MÜŞTERİNİN ÖYKÜSÜ

Marsholsea cezaevinde yatmakta olan bir mahkumun, sefalet ve yokluk içinde tüm beklentilerinin tükendiği yaşantısının öyküsüdür.

Her sabah karısı çocuğu ile hapishaneye gelir ve kocasını görmeden geri dönmez. Adamın karısı ve çocuğu sefillik içinde her gün hayatta kalmak için mücadele etmektedirler. Çok geçmeden çocuk yoksulluktan ölür. Bunun üzerine kadının kocasıyla kalmasına izin verilir. Yokluk içinde ceza evinde bir süre birlikte oldular. Fakat kadında yoksulluğa daha fazla dayanamayıp kocasının kollarında can verir. Karısını ve çocuğunu kaybeden adam kendisini bu hallere koyan insana karşı sonsuz bir öfke duyar ve intikam yemini eder. Bir süre sonra ölen babasının tek varisi olduğundan tüm mirasını alır. Ceza evinden çıkar ve borçlarını öder. Daha sonra ettiği yemini unutmayıp kendine çekidüzen verir. Hapishanedeyken hayallerinde sürekli olarak onlardan sorumlu olan adamdan intikam almaktay

dı.Bir gün deniz kıyısında otururken, boğulan birisinin yardım sesini ve aynı anda “oğlumu kurtarın” diyen bir babanın feryadını duyar. Koşarak adama yaklaşır ve adamın intikam alacağı kişi olduğunu görür. Adamın tüm yalvarmalarına karşın. Çocuğunun ölmesine göz yumar. Aylar sonra büyük masraflar yaparak adamın tüm varlığını elinden alıp borçları nedeniyle adamı tutuklatır. Fakat adam polislerin boşluğundan yararlanıp kaçar. Uzun uğraşlar sonunda adam sefalet içinde bir otelde yaşarken bulunur. Polis adamı yakalayacağı sırada adam kendini öldürür. O günden sonra avukat müşterisinden hiç haber alamaz.*

BİR GECELİK ODA

Hikaye 1456 yılının soğuk bir kasım gecesinde bir grup serserinin içki içip, kumar oynayarak, şömine ateşinde vakit geçirmeleriyle başlar. Kumar oynayanlar arasında herkes Villo' nun yazdığı şiiri dinlerken Montigyn bıçağını çıkarıp bir anda Theve' nin göğsüne saplar. O anda oradaki herkesi darağacı korkusu sarar. Aralarında anlaşarak oradan ayrılmaya karar verirler. Cesedin üstündeki parayı paylaştıktan sonra oradan tek tek ayrılırlar. Şairin bir anlık boşluğundan yararlanan rahip şairin cüzdanını çalar ve aralarında anlaşarak ilk önce onu gönderirler. Şair korkuyla olay yerinden uzaklaşırken bir yandan da elindeki parayla güzel bir gece geçireceğini hayal eder. Karanlık sokaktan geçerken ayağı bir şeye çarpar. Soğuktan donmuş bir kadındı bu. Hemen kadının üzerindeki birkaç peniyi alır. Bu parayı cüzdanına koymak için elini cüzdanına atar. Ama cüzdanını bulamaz. Olay yerine dönecek cesareti de kendinde bulamaz o da manevi babası Rubin' in yanına gider, ama Rubin onu kabul etmez. Soğuktan donmamak için bir çare düşünürken bir ışık görür ve her şeyi göze alıp kapıyı çalar. Kapıyı açan adam onu içeri alır. Adam yaşlı bir şövalyedir. Çocuğun kolundaki kandan şüphelenip çocuğa katil olup olmadığını sorar, çocuk da her şeyi itiraf eder. Yaşlı şövalye onu sabaha kadar ağırlar ve sabah kaderine terk eder.

BÜYÜCÜ