Cevap :
Açıklama:
devamı :
TEŞHİS (Kişileştirme) ve İntak (Konuşturma)
İnsan dışındaki varlıklara ya da kavramlara insan kişiliği kazandırma sanatına kişileştirme (teşhis) denir. İnsanın konuşma yetisinin başka varlıklara aktarılmasına da intak (konuşturma) sanatı denir.
Bu iki sanat genellikle birlikte kullanılır. Her “kişileştirme” de konuşturma olmayabilir, fakat her “konuşturma” da mutlaka “kişileştirme” vardır. Özellikle fabllarda, hayvan öykülerinde masallarda sık sık bu sanata başvurulur.
Bulutlar gözyaşı döktüler.(Teşhis) (aynı zamanda kapalı istiare)
Bu cümlede “bulutlar” insanlara özgü bir nitelik olan “gözyaşı dökme” özelliği ile tanıtıldığı için kişileştirme sanatı yapılmıştır.
Bülbül, “senin nazını çekemem…” diyordu. Güle.
Bu cümlede “bülbül”, hem “naz çekme” özelliği ile kişileştirilmiş, hem de insanlar gibi konuşturulmuştur. Burada kişileştirme konuşturma sanatı birlikte kullanılmıştır.
Güğüm bir gün, testiye:
“Yola çıkalım” dedi.
Testi: “korkarım” dedi.
Evde kalmak istedi.
Bu dörtlükte de “kişileştirme” ve “konuşturma” sanatı vardır.
Yüce dağlar birbirine göz eder,
Rüzgar ile mektuplaşır, naz eder,
İçmiş gibi geceyi bir yudumda
Göğün mağrur bakışlı bulutları (Bu dizelerde de “kişileştirme (teşhis)” yapılmıştır.)