Eski zamanlardan bir padişah, kendi memleketinin toprakları üstünde yaşayan en zeki insanı bulması için vezirine emir vermiş. Bir oduncunun üç kızı varmış, aynı
memlekette yaşayan. Bu kızların en küçüğü çok zeki
imiş. Padişah, bir sürü aramadan sonra bulunan bu kıza,
veziriyle otuz lira ve otuz arşın kumaş göndermiş. Ama
vezir hem paranın hem de kumaşın yarısını kendine alıkoymuş, geriye kalan yarı para ile kumaşı kıza götürmüş.
Kız hediyeleri alınca “Benim de bir haberim var padişaha,
aynen nakledin.” diyerek şunları söylemiş: “Babam taktaklara, annem vakvaklara gitti. Büyük ablam çirkini güzel etmeye, küçük ablam biri iki yapmaya gitti. Ben de
baş aşağı, baş yukarı yapıyorum. Padişahım ne İslam’dır
ne başka.” Vezir bu cevabı padişaha nakledince padişah
meseleyi çözmüş ve hırsızlık yaptığı için vezirini zindana
attırmış. Meğer kızın dediklerinin manası şuymuş: Babam
odun kesmeye, annem ördek gütmeye, büyük ablam gelin hazırlamaya, küçük ablam doğum yaptırmaya gittiler.
Ben de fasulye pişiriyorum. Bana gönderdiğin hediyeler
ne senin şanına uygun ne de bana yeter.
Bu parçanın dil ve anlatım özellikleri ile ilgili aşağıdakilerin hangisi söylenemez?
A) Anlatım, duyulan geçmiş zamanla gerçekleştirilmiştir.
B) Olağanüstü ayrıntılara yer verilmiştir.
C) Kötülüğün / yanlış işin timsali olan tip cezasını bulmuştur.
D) Anlatıcı hâkim bir bakış açısına sahiptir.
E) Kısa, duru ve açık cümleler kullanılmıştır.