Cevap :

Cevap:

Hz. Muhammed'in (s.a.v.) Doğruluğu ve Güvenilir Kişiliği

Hz. Muhammed her zaman dürüstlüğü ile tanınmış, kimseyi aldatmamış, asla yalan söylememiş ve verdiği sözlerde durmuştur. Bu yüzden O'na "Muhammedül emin" (güvenilir Muhammed) denilirdi. İslamiyeti yaymaya başladığında müşrikler O'na kahin, büyücü, sihirbaz dediler ama yalancı diyemediler. Mekkeliler Peygamberimize çok güvendikleri için Mekke dışına gittiklerinde önemli eşyalarını O'na emanet ederlerdi. Hatta O Medine'ye hicret ederken kendisinde bulunan emanetleri Hz. Ali'ye teslim etmiş ve bunları sahiplerine vermesini istemiştir.

Hz. Muhammed'in (s.a.v.) Merhametli ve Affedici Oluşu

Peygamberimiz, inanan ya da inanmayan herkese merhametle yaklaşırdı. O (s.a.v.) merhametli, hoşgörülü, affedici, kibar olduğu için insanlar kısa sürede O'nun etrafında toplanmış, Müslümanlığı kolayca kabul etmişlerdir. Peygamberimiz savaşta bile çocuklara, kadınlara, sivillere, çevreye zarar verilmemesini istemiştir. O (s.a.v.), hayvanlara da merhametle yaklaşırdı. Çocuklarla şakalaşır, ilgilenir, onları kucağına veya sırtına alır, severdi. Yetimlere, kimsesizlere merhametliydi. Diğer din mensuplarına da hoşgörülü davranırdı.

Hz. Muhammed'in (s.a.v.) İstişareye Önem Vermesi

İstişare (danışma); bir iş için bilgi veya yol-yöntem sormak, danışmak, görüş almak, fikir alışverişinde bulunmak anlamlarına gelir. Peygamber Efendimiz bir konuyla ilgili karar vermeden önce uzman kişilere danışır, onlarla fikir alış verişinde bulunur ve "Her şeyi ben bilirim." anlayışıyla hareket etmezdi. Nitekim sahabeden Ebu Hureyre "Resulullah'tan daha fazla arkadaşlarıyla istişare eden bir kimse görmedim." diyerek Peygamberimizin danışmaya ne kadar önem verdiğini belirtmiştir.

Hz. Muhammed'in (s.a.v.) Cesareti ve Kararlılığı

Hz. Muhammed’in (s.a.v.) kişisel özelliklerinden biri de cesur olmasıdır. O, en zor ve sıkıntılı anlarda bile cesaretinden bir şey kaybetmemiştir. Mekkeli müşriklerin İslam’ın yayılmasına engel olma çabalarına hatta Taif’te müşrikler tarafından taşlanarak şehirden çıkarılmasına rağmen içinde bulunduğu toplumun inanç ve âdetlerinin yanlış olduğunu cesaretle söylemiştir. Hz. Peygamberin bu kararlılığı karşısında yaptıkları baskıların işe yaramadığını gören müşrikler Hz. Muhammed’e (s.a.v.) kendilerince cazip teklifler sunmuşlardır. Allah Resulü “Güneş’i sağ elime, Ay’ı da sol elime verseler yine de yolumdan dönmem…” buyurarak cesaretini ve kararlılığını ortaya koymuştur. Ayrıca Peygamberimiz, risâletini tebliğe başladığı ilk günden itibaren görevinin son anına kadar kararlılığını devam ettirmiştir.

Açıklama: