TOMRIS UYAR'DAN
26 Aralık 1975
Öykü kitabım çıkmış. Cağaloğlu'na inip alacağım birkaç tane. Hava yağmurlu, pis. Köprünün tam
ortasındayken yaygın, büyük bir kızıllık aldı gözümü. Şoför de şaşırdı. Birilerine sorduk, Gürün Han'da
yangın çıkmış. Öteki hanlara da sıçramış. Halk öyle alışık ki böyle olaylara, kili bile kıpırdamıyor.
Sıkışan trafiği yarıp güvercinlere yem atanlar var, kimse başını çevirip yangına bakmiyor. Oysa gök
ürkütücü, kara dumanlarla kaplı.
ilk kitabımı basacak biri çıktığında bayağı sevinmiştim. Çünkü büyük çoğunluğun çarçabuk
benimseyeceği bir iş yaptığımı sanmıyorum, bunu anlamam epey vakit aldı; ama artık kimlere
seslendiğimi biliyorum. Bana dar, küçük gelen hiçbir şeyi kullanamayacağımı da. Üç beş kitap alıp eve
döndüm. Kapağı elledim, sevdim. Bütün nesneleri, varlıkları ancak dokunarak tanıyabiliyorum. Bir
kadinin saçlarının parlaklığını, inceliğini, bir erkeğin omuzlarını ancak değince anlayabiliyorum.
Kitabım da artık benim sayılamayacağına göre, onu da dokunarak kavramaya çalıştım.
(Gündökümü)
Yazar Tomris Uyar'ın günlüğünden alınmış bölümde kendisinin ruh hali ile ilgili hangi çıkarımlarda
bulunabilirsiniz?
Metinde kullanılan betimlemelerin anlatıma katkısını değerlendiriniz.