Cevap :

Cevap:

Sokrates, yaşadığı dönemde eleştirel yaklaşımlarıyla herkesin dikkatini çekerken bir kısım insanlar tarafından da aşağılayıcı hakaretlere uğramaya başlamıştır. Eğri ve doğruyu tanımlaması, araştırıp ortaya çıkarması, bilgi ve erdeme ve verdiği önem ve sorgulayıcı tavrı Sokrates’i sevilmeyen ve istenmeyen adam yapmıştır.

Tanrı algısıyla kurulan irtibatlarda o dönemin içinde bulunduğu teokratik düzen içinde bilgiye ulaşma erdeminin gösterilmesi ve asıl bilginin Tanrı’da olduğu gerçeğinin peşine düşülmesinde Sokrates başı çekmiştir.

Sokrates, yazarların bilgisizliğini, şairlerin bilgisizliğini, filozofların yetersizliği yüzlerine vurmuşlar. Toplumda tanrı diye inanılan şeyleri sorgulamaya başlamış ve insanların içgüdüleriyle hareket ederek menfaatleri doğrultusunda zorbaca bir hayat yaşadığı ortaya koymuştur.

Sokrates, gençleri bilgi ve erdem konusunda aydınlatarak tek bilgi sahibinin Tanrı olduğu inancını ortaya koymuştur. Bu bakımdan içinde bulunduğu toplumda tek tanrıcılık inancının yayılmasında önemli bir filozoftur.

Sokrates, bilgi ve erdemi yol kurucu ve doğruluğu yol gösterici olarak ortaya koyarken kendini de hışımlara ve hasımlara karşı da korumak zorunda kalınca fikir, bilgi ve erdem yoluyla insanların elinde bulundurduğu değerlerinin aslında değersiz olduğunu ortaya koymuştur. Böylece Sokrates, çağını ve çağlar ötesini etkileyecek fikir ve hisleriyle savunma sadedinde bir varlık mücadelesinin verilmesinde öncü olmuştur.

Sokrates, zorbalığın, şehvetin, şöhretin, tamahkarlığın kötü alışkanlıklara neden olduğunu anlatmıştır. Çağında bilgi ve erdem bakımından gençleri önemli ölçüde etkileyerek yeni akımların oluşmasında bir yol gösterici olarak kabul edilmiştir. Birçok filozofa ders vermiştir.