Cevap:
Ben ağaç olmadan (önce) bir şeftaliydim. Bir sepete doldurulmuş yüze yakın (şeftalinin) arasındaydım.
Bahçıvan sepetin altını (sepetteki) yeşil elma yapraklarıyla örtmüştü. Yaprakların orasından (burasından) sızan güneş ışınları kabuğumuza ulaşıyor, al renkli ince görüntümüzü daha çekici yapıyordu.
Gün ağarmadan toplandığımız (için) üzerimizde biriken çiy gibi serindik hepimiz, özenle toplandığımızdan yaramız, (beremiz) yoktu.
Kabuğum (öylesine) kırmızıydı ki utanıp kızardığım sanılabilirdi.Bahçıvan,
beni hemen fark edilebileyim diye (sepetteki) şeftalilerin en üstüne koydu. Çünkü (sepetteki) diğer şeftalilerden daha iri ve daha albeniliydim
Açıklama:
İYİ DERSLER.