Cevap :
Cevap:
Ulduz, babası ve üvey annesiyle birlikte sıkıcı bir hayat yaşamaktadır. Günün birinde onun yalnız ve üzgün hallerini görüp dayanamayan bir karga, küçük kızla arkadaş olmaya karar verir. Ulduz’un can sıkıntısını hafifletmek için ona ilginç mi ilginç bir teklif sunar ve ona çok gizemli şeyler anlatır.
Not ulduz kendini tanıtıyor.
Selam çocuklar, benim adım Ulduz. Farsçası ise Sitâre. Bu yıl on yaşımı doldurdum. Bu okuyacağınız öykü, benim başımdan geçen bütün serüvenimin sadece bir parçası. Behreng bey bir zamanlar bizim köyümüzde öğretmendi ve bizim evde yaşıyordu. Bir gün serüvenimi ona anlattım. Behreng Bey serüvenimi beğenmiş olacak ki “Senin kargalarla olan serüvenini öykü yapıp kitap haline getirmek istiyorum” dedi bana. Ben de birkaç şartla onun bu güzel teklifini kabul ettim. Birinci şart, öykümü sadece çocuklar için yazacaktı. Çünkü büyükler öykümü anlamayacak ve öykümden zevk almayacak kadar dalgındı. İkincisi, öykümü fakir olan ya da çok nazlı yetiştirilmemiş çocuklar için yazmalıydı. Uşaklarla, lüks arabalarla okula giden çocukların benim öykülerimi okumaya hakları yoktu. Behreng Bey ise “Büyük kentlerdeki zengin çocukları böyle yapıyorlar, üstelik çalımlarından da geçilmiyor”derdi.
Açıklama:
Kolay gelsin
En iyi seçersen sevinirim
Cevap:
MERHABA
Ulduz, babası ve kötü kalpli üvey annesi ile yaşamaktadır. Üvey annesi hamama gidince yalnız kalan Ulduz camdan dışarıyı izlerken yanına bir karga yanaşır. Bu çirkin kargayla sohbet etmeye başlarlar. Karganın Ana Karga olduğunu ve çocukları olduğunu öğrenen Ulduz, kargaya bir oyuncak bebeği olduğunu ancak bebek kaybolduğundan beri yalnız kaldığını, çok sıkıldığını anlatır. Karga da ona yeni doğan yavrusunu getireceğini, onunla bolca vakit geçirip eğlenebileceğini söyler.
Karga Oğlan geldikten sonra Ulduz'un işi gücü onunla ilgilenmek olur. Kargayı beslemek ve büyütmek artık asıl görevidir. Ana Karga sık sık ziyarete gelip Ulduz'a karga büyütmenin inceliklerini öğretir. Böyle günlerden birinde Ulduz bir gaklama duyar. Bahçeye çıktığında üvey annesinin Ana Karga’yı yakaladığını ve onu dövdüğünü görür. Üvey annesine koşup bacağını ısırır. O kargaşada kendisi de zarar görür. Tekrar ayıldığında karganın öldüğünü öğrenir.
Ana Karga öldükten sonra amcası eve bir köpek getirir. Böylece ailesi kargaları bahçeden uzak tutacaktır. Köpek kimseyi bahçeye yaklaştırmadığı için Ulduz Karga Oğlan’ı beslemeye gidemez. Karganın uçmayı öğrenmeye çok az bir zamanı kalmıştır. Eğer uçmayı öğrenemezse ölecektir. Ne yapacağını bilemeyen Ulduz arkadaşı Yaşar'dan yardım ister. Yaşar ile bir olup köpeğin başına taş atarlar ancak babaları o sırada evde olduğu için kargaya yaklaşamazlar. Sonunda kargaya ulaştıklarında ise uçmak için son saatleri bitmiştir ve oracıkta ölür. Ölmeden önce de tüylerinden Yaşar’a verir ki karga ailesi geldiğinde o tüyleri göstersinler.
Kış oldukça sert geçmiş, fakirler için hayat zorlaşmıştır. Kışın sonlarına doğru iki karga Yaşar’ı ziyaret eder. Bu kargalar Ana Karga’nın diger çocuklarıdır. Ulduz'u almak için geleceklerini söylerler. Evden çıkarılmayan Ulduz bu haberi alınca çok sevinir. Nine Karga gelip Kargalar Kenti'ne nasıl gideceklerini anlatır. Bir ağ örecekler ve kargalar da gelip o ağın köşelerinden tutup Ulduz'u taşıyacaklardır. Ulduz Ve Yaşar canla başla çalışıp ağı örüp bitirirler. Ulduz, Yaşar’ı da davet edince ikili Kargalar Kenti'ne birlikte gitmeye karar verirler. Kargalar geldiğinde ise Ulduz üvey annesi tarafından mutfağa kilitlendiği için çıkamaz. Binlerce karga Nine Karga'nın yönlendirmesiyle üvey anne ve babayı oyalarken Yaşar’ın annesi ve diğer kargalar da Ulduz'u kurtarırlar. Sonunda Yaşar ve Ulduz ağa atlar ve Kargalar onları geri dönmek üzere Kargalar Kenti’ne doğru yola çıkarırlar.
Samed Behrengi’nin çocuklara tüm gerçekleri anlatmak için yazmış olduğu kitaplardan bir tanesi. Kelimenin tam anlamıyla harika bir kitaptı. Üvey annenin kötülüğü bir yanda, bir karganın anneliği ve Yaşar’ın annesinin mükemmelliği öteki yanda. Iyi ile kötünün mücadelesinde kazanan tarafın ruh güzelliği olduğu bir öğreti. Çocuklara mutlaka okutulması gereken bir başyapıt. Kitapta en azından benim gözüme batan tek şey köpeğin ölümüydü. Ulduz ve Yaşar’ın köpeğin başına attığı taş onu öldürüyor. Beni üzen tek detay bu oldu. Ne olursa olsun hiçbir çocuk kitabında bir hayvanın öldürülmemesi gerektiğini düşünüyorum. Bu ufak detay dışında kitabın tümü harikaydı.
En iyi secermisin ♥️