ECEGURSES
Cevaplandı

AFYON

Ailemle birlikte firsat buldukça ülkemizin birbirinden farklı illerini ziyaret ediyor, güzellik lerini keşfediyoruz. Babam şehrin yemeklerini, meraklı ablam tarihini, annem de ne olur ne olmaz belki taşınınız diye bütün özelliklerini araştırıyor. Köpeğimiz Tarçın, zaten gezmeye dün den razı. Ben ise bu gezilerin keyfini çıkarıp yaşadığımız her şeyi günlüğüme aktarıyorum. Bu hafta sonu hedefimiz Afyon. Hadi çıkalım yola, hızlıca varalım Afyon'a! "Çocuklar, Ankara'dan Afyon'a gitmemiz yaklaşık üç saat sürecek. Afyon'a giderken Eski şehir'den de geçeceğiz. Afyon'un diğer komşu illeri Konya, Isparta, Denizli, Uşak ve Kütahya. Bunları unutmuyoruz!" dedi babam. Yola çıkacağımızı duyar duymaz bavulları hazırladık. Hemen arabadaki yerlerimizi aldık, ke merlerimizi taktık. Babamın sormasına gerek kalmadan annem başladı güzergâhı anlatmaya. Neyse ki bizim emektar, yolda arıza yapmadı. Yolculuk boyunca elinden telefonu düşürme yen ablam, Afyon hakkında bize birçok şey anlattı. Plakası 03 olan iç Ege şehri Afyon, ismini bölgede yetişen haşhaş bitkisinden alıyormuş. Afyon da Türkiye'nin diğer şehirleri gibi birçok medeniyete ev sahipliği yapmış. Şifalı kaplıcaları, kaymağı, kaymak taşı, haşhaşı ve sucuğu nun meşhur olduğunu ablam ballandıra ballandıra anlatt. Afyon'a vardığımızda ablam rotayı çoktan çizmişti bile. Önce bizi şehrin en ünlü yerine, Ka rahisar Kalesi'ne götürdü. Kale öyle güzel bir yere kurulmuş ki bütün şehri tepeden seyretme imkanı sağlıyor. Manzarayı seyredip ardından hep birlikte fotoğraf çekildik. Sonraki durağımız İhsaniye Kervansarayı ve Emre Gölü oldu. Tarihin ve doğal güzelliklerin iç içe olması harika bir şey. Burada da fotoğraf çekilip yola koyulduk. Sıradaki durağımız Kayihan Göynüş Vadisi ve Kaya Kiliseleri idi. Gezimizin sonunda babam: "Çocuklar biraz yorulduk, şimdi merkeze gi delim, size bir sürprizim var!" dedi. Meğer babam yola çıkmadan önce bize bir termal otelde yer ayırtmış, Sıcacık şifalı sularda yüzmenin tadı da bambaşkaymış! Ertesi gün gezimize kaldı ğımız yerden devam edip büyük taarruzun başladığı Kocatepe'yi ziyaret ettik. Afyon'da geçirdiğimiz iki gün boyunca bize birçok etkinlik önerildi. Şehrin farklı yerlerinde irili ufaklı, güzel manzaralı birçok göl olduğunu öğrendik. Büyüleyici görünümleri olan mer mer ocaklarını görme firsatımız bile oldu. Gezimizin en ilginç yanı ise ailecek girdiğimiz çamur banyosuydu. Yerli yabancı birçok turist Afyon'a şifalı suları ve çamur banyosu için geliyormuş. Hatta termal turizm festivali bile yapılıyormuş. Banyonun ardından gezimizi bir doğa yürüyü şü ile bitirmek istedik ve İscehisar Peribacaları'na doğru yola çıktık. Gittiğimiz şehrin güzellikleri bizi, mutfağı da en çok babamı etkiler. Kaldığımız iki gün bo yunca kaymağıydı, sucuğuydu derken ipin ucunu biraz kaçırmış olacak, tombul yanakları biraz daha şişti. Kaymaklı ekmek kadayıfını, Afyon'un meşhur ağzı açık böreğini, patatesli ve merci mekli bükmelerini midesine indirirken üzerine Gazlıgöl'ün maden suyundan içmeyi de ihmal etmedi. Ankara'ya dönüşte bagajı lokum ve sucukla doldurması da cabası.

Serhat ALBAMYA

[tex]bu \: metne \: benzer \: bır \: gezı \: yazısı \: yazınız[/tex]

Cevap :

Cevap:

2 tane yazdım umarım yararı dokunur

Gaziantep Ömeriye Camii’ ye bir gezinti yapalım: Çok yakın zamanda Gaziantep’e  yolculuk yaptık. Yola İstanbul’dan çıktık. Direk uçak ile Gaziantep’e indik. İkindi vakti direk Gaziantep Ömeriye Camii’ye gittik. Ömeriye Camii büyük ihtişamı, inanılmaz mimarıyla, göz dolduruyordu. Ulu caminin içine girince duvarlardaki hat yazıları ile caminin içindeki havuzu inanılmazdı. Bu arada  her yeri aşırı derecede tarih kokuyordu. Taç kapısı ile mihrabı beyaz ve siyah  taşlarla örülü olan caminin, minare şerefesinin korkuluklarında oyma taş işçiliğinin inanılmaz örnekleri dikkat çekiyordu. Aslında en önemlisi camiyi ön plana çıkaran unsurlardan birinin de cami avlusunda bulunan ve deprem uyarısı yaptığına inanılan döner özellikteki süslemeli taş olduğuydu.

Yenicami’ye bir gezinti yapalım; Eminönü Meydanının olmazsa olmazı  olan güvercinlerini kesinlikle görmelisiniz. Dört bir yanda, pencerede, her yerde, gökte, minarelerde, elektrik kablolarında, kubbelerde; her yerdeler adeta. Bu arada kuşlara yem atarak hem kuşları, hem de yemden kazanç sağlayan (ama) görme özürlü vatandaşlarımızı sevindirmeyi unutmayın.

Baktığımızda meydanda tüm heybeti ile duran bu cami: Valide Sultan camii veya Yenicami  olarak nitelendirilmiştir. Caminin bulunduğu konum; eski İstanbul’un “yahudhane” evlerinin bulunduğu yer. Baktığımızda evler yıkılarak cami inşa edilmiş. Evet burada caminin temeli de çok ilginçtir. Yumuşak bir zeminde ve yarı bataklıkta inşa edilen caminin temelleri için: sert tahta kazıklar, uçlarına demir başlıklar geçirilmiş kullanılmıştır. 1597 yılında başlamış. Mimarı: Davut Ağa. Kubbe ise bu camiye özgü bir özellikle, piramidi andırır şekilde yükselmektedir. Bu arada inşaatı yapımcısı ise ; Sultan 3.Murat’ın eşi Safiye Sultan.

Köşelerdeki dört kubbe ile birlikte, toplam 66 kubbe bulunmakta. Mihrabın solunda; değerli taşlarla süslü, mozaik bir tablo var. Minberi ve mihrabı: beyaz mermerden.  Merdivenlerle, üç kapıdan giriliyor. Merkezi kubbe: çinilerle süslü, dört fil ayağına ve dört kemere oturuyor. Sağda ve solda, üç’er şerefeli, iki minare var. Kare planlı olarak yapılmıştır. Bu merkezi kubbeyi, dört yarım kubbe destekliyor.

Yani; bu mükemmel yapı: yapımı boyunca, 3 mimar ve birkaç padişah görmüş. Yenicaminin inşaatı tam 66 yıl sürmüştür, İstanbul’da camiinin inşaatı normal şartlarda 2-7 yıl sürmektedir.

Açıklama:

iyi dersler.umarım yardımım dokunmuştur