Cevap :
Cevap:
Açıklama:İnsan, her şeye görmekle başladı. Kolay mı? Görebilmek belki de beş duyunun en anlamlısıydı.
Elbette bakmakla görmek arasında, kesin bir fark vardır. John Berger’ın, “Belli bir anı ve onun sonsuzluğunu yakalayan kendiliğinden bir dürtüdür,” notunu düştüğü fotoğraf bir dildir; bir anın sonsuzluğa taşınmasıdır.
Önceden öngörülemeyen sonuçları olan garip bir icat olarak nitelendirir John Berger fotoğrafı. Çünkü temel hammaddesi ışık ve zamandır. Fotoğraf zamanın bir anını korur ancak anlam anlık değildir. Tıpkı Ludwig Wittgenstein’ın dediği gibi, anlam bağlamda belirlenir. Bu nedenle fotoğrafta anlam belirsizdir. İşte bunun için John Berger, “Bir fotoğrafı anlamlı buluyorsanız ona mutlaka o anı aşan bir geçmiş ve gelecek atfediyorsunuz demektir,” der.
Tarih açısından varlığın sureti, kendisi kadar önemliyken; zamana sahip olmak için suretini aracı kılarız… Fransız kimyager Louis Daguerre’nin görüntüyü ilk kez kağıt üzerinde tespit etmeyi başarması ve geliştirdiği yöntemin ve makinenin Fransız bilimler akademisi tarafından 1839 yılında tanınması ile başlayan[3] andan bugüne; kıyıya vuran Suriyeli Kürt göçmen çocuğun (Aylan Kürdi) cesedi, fotoğrafın nasıl bir güce sahip olduğunu bir kez daha sergilemiştir.