Cevap :

Merhaba!!!

Şu bilgileri buldum;

Ulus devlet anlayışının yüzyılı aşan tekil kimlik ve kültür inşa-

sı politikalarının çoğunlukla yok edici boyuta varan aşındırıcı etkilerine

rağmen, Anadolu coğrafyasının bütününde, bu çeşitli-çok kültürlü tarihsel

birikimin izleri görülmekte, hatta yer yer canlılığını korumaktadır. Günü-

müzde, Anadolu’nun tümüne yayılan bu kültürel çeşitliliğin güncel gö-

rüntüsü, Antakya ve Mardin’le (Dinler ve Diller müzik projesi) birlikte,

Diyarbakır’da da öne çıkmaktadır.

Bu illerin kentsel tarihleri itibarıyla sahip oldukları kültürel çeşitli-

liğin canlılığını koruyor olması, özellikle küreselleşme sürecinde yükselen

kültürel farklılıkların çatışmaya ve giderek savaşlara konu oluşu sürecinde,

bu müzikal birliktelik bir arada barış içinde yaşanabilirliğin örneklerini

barındırmakta ve bu özellikleri ile dikkat çekmektedir. Kültürel kimliğin

oluşumunda mekanın önemi üzerinde duran Giddens insanların kimlik an-

layışlarını, mekan ve mekanla ilişki içinde olan benlik deneyimlerini nasıl

etkilediği, yerel yaşam etrafında gelişen ortak anlayışlar, değerler üzerin-

deki etkilerini nasıl değişime uğrattığı ile ilgili küreselleşmenin yerel kül-

türler üzerinde ciddi dönüşümler yaratma gücünde olduğunu belirtmiştir

(Tomlinson, 2004: 36). Bu değişim çokkültürlü şehirlerden olan Diyar-

bakır’da Hasan Paşa Hanı, İskender Paşa Konağı, Sülüklühan, Dengbej

Evi, Ermeni ve Süryani kiliseleri ve farklı müzik çeşitlerini sunan türkü

barlarda icra çerçevesinin yaşam biçimlerini, farklı kültürel ve sanatsal et-

kinliklerle, çok kültürlülüğü yapıcı ve geliştirici bir boyuta taşıma görevi

üstlenen tarihi/kültürel mekânlar olarak işlev yüklenmektedir. Bu sebeple

de tekil değil çoklu bir kültürel durumun yapıcı durumu söz konusudur.

Çok kültürlü bir şehir edası taşıyan Diyarbakır şehri bu çok kültürlülüğü

potasında çok iyi harmanlamıştır.

Diyarbakır’ın çok kültürlü ortamında, çoklu-hayat tarzına alışan

insanlar farklı yaşam biçimlerini, düşüncelerini de benimsemişlerdir.

Çünkü insan kültürünün çeşitliliği, onun zenginliğinin bir parçası olmuştur.

Ortak kültürel mirası ön plana çıkarmak, Ulus üzerinde müzik yoluyla hak

savında bulunmak gerçekten yüksek bir kültür göstergesi olarak görülektedir. Batı kültürü bir homojenleşmeyi içinde barındırdığı için kültürel

üretimin çeşitliliği yok edilmektedir. Ancak Doğu kültürü ise heterojen bir

yaşam tarzına sahip olduğu için kültürel üretimin devamlılığını ve çeşitli-

liğini sağlamaktadır. Başka bir ifadeyle “üretim sistemleri ve tüketim iliş-

kileri” kendi kültürünü ve toplumunu inşa etmektedir. Bu yüzden kültürel

denklemi değiştirmek için alternatifl er üretmek gerekmektedir.

Bu durum ne “küresel bir kültürün” ortaya çıktığı ne de hepimi-

zin dünyayı kültürel kozmopolitler olarak deneyimlediğimiz anlamına

gelmektedir. Ancak şunu ima eder: “Küresel olan” içinde varoluşumuzu

(farklı düzeylerde) şekillendirdiğimiz kültürel bir alana dönüşmektedir

(Tomlinson, 2004:49). Küresel kültürle rekabet etmek için “şehir kültü-

rü”nü korumak elzemdir. Şehir kültürünü yaşatacak olanlar ise yine bölge

kültürel dokusuna düşünsel ve icrasal katkıları olan sanatçılardır.

Diyarbakır yöresi kültürel çalışmalarda en fazla yararlanılan

şehirler arasında yer almaktadır. Arkeolojik kazılardan çıkan kalıtlar ta-

rihinin köklülüğünü göstermekte ve geçiş konumundaki bu şehirde yüz-

lerce bilim ve sanat insanının eşsiz çalışmaları gerek yurtiçinde gerekse

yurtdışında hala incelenmektedir. Farklı etnik kültürlere ev sahipliği yapan

il, kendine özgü dokusunun da farklılaşmasına neden olmuştur. Bu farklı-

laşma ve değişim sanıldığı gibi kültürel yozlaşma ve çatışmaya dönüşme-

miş harmanlanarak yeni dönüşümlere ve yeni ürünlerin ortaya çıkmasında

etken olmuştur. Bilim, kültür ve sanatın bu farklı kültürel ortamlarda oluş-

ması yeni insan türevini ortaya çıkarmış, bu yeni insan kültürel zengin-

likten yararlanarak yeni ve kendine özgü farklı ürünler ortaya koymuştur.

Diyarbakır’da sanat ve edebiyatın diğer dalları halk kültürüyle bü-

tünleşmiş durumdadır. Sokak ve mahalle kültürü hala canlılığını korumak-

ta, sokak satıcılarının bayram arifelerinde yöresel kıyafetleri ve dillerinde

yöreye has manileri eşliğinde meyan şerbeti ikram etmeleri geleneğin de-

vam ettirildiğini göstermektedir. Yine sokak aralarında bulunan Süryani

ve Ermeni kiliselerinde bölge esnafının ve halkın eşlik ettiği dini ritüeller

paskalya bayramları ve zikir günleri müzik eşliğinde yapılmaktadt.

Başarılar!!!