Cevap :
Cevap:
Albert Einstein: Dünyaca ünlü bilim adamını denilince akıllara ilk gelen isim şüphesiz Albert Einstein’dır. Teorik fizikçi ve Almanya doğumlu olan Albert Einstein matematik ve fizik alanlarında göstermiş olduğu üstün çalışmalardan ötürü 1921 yılında Nobel ödülüne layık görülmüştür.
Thomas Edison: Menlo Park Büyücüsü lakabına sahip bilim adamından çok iş insanı kimliği ile öne çıkan Amerikan asıllı bilim adamıdır. Thomas Edison günümüzde kullanılan birçok icadın sahibi olup dünya genelinde ün salmış General Elektriğin de sahibidir.
Nikola Tesla: Döneminde icat ettiği buluşların günümüzde hala kullanılması ve döneminde yaşamış en zeki insanlarından birisi oluşu Nikola Tesla'yı büyük bilim listesine koyar. Nikola Tesla Sırp asıllı bir bilim adamı olup ömrünün büyük çoğunluğunu Amerika'da geçirmiştir.
Isaac Newton: 20. yüzyılın başlarına kadar geçerli olan fiziğin mucidi olan ve döneme damga vuran bir diğer bilim insanı Isaac Newton’dur. Yaşamanın büyük çoğunluğunu bilime adayan Newton birçok buluşun ve icadın sahibidir.
Marie Curie: Döneminde birçok tabuyu yıkmayı başaran ve kadınların ve bilim insanı olabileceğini gösteren kişi Marie Curie’dir. Özellikle kadınların bilim dünyasında yeteri kadar sözü geçmezken Marie Curie gibi dahiler sayesinde hak ettikleri değeri bulmuşlardır.
Astrofizikçi Feryal Özel:
Günümüz astronomi dünyasının en ileri gelen bilim insanlarından olan Feryal Özel, başarılarla dolu bir kariyere sahip. Annesi ve babası bir doktor olan Özel, Üsküdar Amerikan Lisesi'ni tamaladıktan sonra Columbia Üniversitesi Uygulamalı Matematik ve Fizik bölümünden ikincilikle mezun oldu.Danimarka Niels Bohr Enstitüsü’nde yüksek lisans, Harvard Üniversitesi’nde de teziyle büyük yankı uyandıran doktora eğitimini tamamladı.
NASA’da araştırmacı olarak görev yaptıktan sonra Arizona Üniversitesi’nde astrofizik dersleri veren Özel, 2013 yılında Amerikan Astrofizik Derneği tarafından en başarılı astrofizikçilere verilen Maria Goeppert ödülünün de sahibi. Kendisi Türk Bilim Akademisi’nin de üyeleri arasında bulunuyor.
Moleküler Biyolog Aziz Sancar:
Eğitim konusunda imkansızlıklarla boğuşup, göğsümüzü kabartan başarılara ulaşarak örnek teşkil eden Aziz Sancar, Mardin’in Savur ilçesinde dünyaya geldi. Muhtemelen Nobel Kimya Ödülü’nü alana dek çoğu vatandaşımız adını duymamıştı. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni bitirdikten sonra Sancar, moleküler biyolojiye yöneldi. Teksas ve Yale üniversitelerinde tezleriyle gündem yarattı. DNA onarımı, biyolojik saat, kanser tedavisi gibi konular üzerine 288 bilimsel makale ve 33 kitap yayınladı.
Hasar gören DNA’ların hücreler tarafından nasıl yenilendiklerini haritalandıran çalışmasıyla 2015 yılında Nobel Ödülü’ne layık görüldü.
Matematikçi Cahit Arf:
10 TL’lik banknotlarımızın arkasında resmi bulunan Ordinaryus Prof. Dr. Cahit Arf, matematik alanındaki çalışmalarıyla biliniyor. Bilim dünyasında Arf Sabiti, Arf Halkaları ya da Arf Sarmalları olarak bilinen matematiksel buluşun sahibi. Alman matematikçi Helmut Hesse ile birlikte Hesse-Arf Kuramını geliştirdi. 1997 yılında, 87 yıllık ömrüne çok şey sığdıran Cahit Arf, ağır bir kalp rahatsızlığı sonucunda yaşama gözlerini yumdu
Tarihçi Afet İnan:
Atatürk’ün manevi kızı olan Afet İnan, genç cumhuriyetin yetiştirdiği en iyi sosyal bilimcilerdendir. Bursa Kız Öğretmen Okulu’nu tamamladıktan sonra henüz 17 yaşındayken öğretmenlik yapmaya başlayan İnan, Atatürk tarafından keşfedildikten sonra dil eğitimi almak için yurt dışına gönderildi.
Aldığı eğitimle ülkenin en iyi tarihçilerinden birisi olan Afet İnan, Türkiye’ye döndüğünde Türk Tarih Kurumu'nun kuruluşu ve açılışında büyük rol üstlendi. Aynı zamanda öğretmenlik yapmaya da devam eden ve akademik eğitimini ilerletip 1950 yılında tarih profesörü olan Afet İnan, 1985 yılında aramızdan ayrıldı.
Dermatolog Hulusi Behçet Uz:
Çalışmalarıyla “Tıp Bilgini” olarak ünlenen Hulusi Behçet, Atatürk’ün arkadaşlarından olan Ahmet Behçet’in oğluydu. Eğitimini, babasının görev için gittiği Beyrut’ta almaya başladı. Sonrasında Askeri Tıbbiye’den mezun olana dek doktor olmak için çalıştı. Gülhane Askeri Hastanesi’nde eğitimine devam etti. I. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı’nda, Edirne, Eskişehir ve Kırklareli’ndeki hastanelerde dermatolog olarak çalıştı.
1933 yılına kadar kendisini Avrupa’da geliştirip, öğrendiklerini Türkiye’de uygulamaya başlayan Uz, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Deri Hastalıkları ve Frengi kliniğini kurdu. Akademik hayatına devam eden Uz, profesör ünvanını alan ilk Türk akademisyen oldu. Tıp dünyasında Hipokrat’tan bu yana kesin olarak tanımlanamayan bir hastalığın üzerine çalıştı. Bugün o hastalık Behçet hastalığı, Tristymtom Behçet adıyla anılıyor.