Cevap :
Cevap:
Hidroliz
Hidroliz işlemi suyu oluşturan hidrojen ve oksijen elementlerinin birbirinden ayrılması ile sonuçlanan bir işlemdir. Bazı kaynaklarda hidroliz, moleküllerin su ilavesiyle daha fazla sayıda parçacık oluşturması olarak da geçer. Hidroliz, su ile bir kimyasal bağın parçalanmasıdır.Örnek olarak oksijenli ve oksijensiz solunumla besinlerin yıkılarak enerji açığa çıkmasını ve ATP’nin parçalanma(hidroliz) reaksiyonlarını verebiliriz.
ATP + H2O———> ADP + p+ enerji
Dehidrasyon
Kimyada bir dehidrasyon tepkimesi, tepkiyen moleküllerden su kaybının meydana geldiği bir kimyasal tepkimedir. Dehidrasyon tepkimeleri eliminasyon tepkimelerinin bir alt grubudur. Hidroksil grubu (-OH) kolay ayrılan bir grup olmadığı için bir Bronsted asit katalizörü hidroksil grubunu protonlaştırıp daha kolay ayrılan bir -OH2+ grubu oluşturur.Örnek olarak da protein, nişasta ve ATP sen¬tezini gösterebiliriz.
n(amino asit) --------> protein + (n-1) su
Açıklama: Hidroliz= Büyük moleküllerin su kullanılarak küçük moleküllere yani monomerlere ayrıldığı kimyasal reaksiyonlara denir.
Dehidrasyon=Küçük moleküllerin aralarından su çıkararak daha büyük molekülleri oluşturmalarına denir.
Develerin özellikle hörgüçlerinde görülen yağ toplanması da su kıtlığına uyumla ilişkisi vardır. Elverişli koşullarda depo edilen bu yağ, yem kıtlığında bir enerji deposu görevi yapması yanında, su kıtlığında vücutta su üretilmesine de yardımcı olur. Yem kıtlığında bu yağlar kullanılırken, yağlarda meydana gelen biyolojik oksidasyon sonucu günde 1–3 litre su şekillenir.İşte bunu anlamak için şu olaylara bir göz atalım:
Yağ asidinin yıkımı, yağ asidi sentezinin tersi değildir. Yağ asidi sentezi hücre sitoplazmasında gerçekleşir. Buna karşılık yağ asitlerinin oksidasyonu mitokondri matriksinde meydana gelmektedir. Bu olay başlıca B-oksidasyon denilen bir yolla gerçekleşir.
Besinlerin sindirimi sonucu elde edilen yağlar, bağırsaktan geçerek lenf sistemine ulaşır ve bu sistem aracılığıyla kana karışır. Kan, yağın bir kısmını karaciğere, bir kısmını da dokulara taşır; yağın fazlası, “trigliserit” şeklinde yağ dokularında depo edilir.Bunlar nötral yağlardır.Yağ asitleri gliserol ile ester bağlarıyla bağlanır ve su açığa çıkarırlar(dehidrasyon sentezi).
3 Yağ asidi + Gliserin(Gliserol) → Yağ(trigliserit) + 3 Su
Bu şekilde depo edilen nötral yağların katabolizması iki ana döneme ayrılır;
1) Yağ yıkımı : Yağ moleküllerinin hidrolize uğrayarak gliserin ve yağ asidine ayrılmasıdır. Bunun için lipaz ve esteraz enzimleri gereklidir.
Yağ + Lipaz + Öd sıvısı + Su → Yağ asitleri + Gliserol
2) Yağ asitlerinin ve gliserolün yıkımı : Gliserol özel bir enzim ve ATP harcanarak gliserolfosfata dönüştürülür ve glikolizde kullanılır.
Çoğunlukla palmitik veya stearik asit gibi (16 ve 18 karbon atomlu) uzun karbon zincirli yağ asitleri çok basamaklı bir yıkım olayına girer. Buna “beta-oksidasyon “ denir.
Yağ asidi yıkımı ATP kullanılarak, molekülün aktivasyonu ile başlar. Yağ asidi bu reaksiyonda koenzim A’ya bağlanır. İlk yıkım basamağı dehidrasyondur. Yağ asidi yıkımı mitokondride olur. Her yağ asidi iki karbonlu asetil koenzim A’ya parçalanır. Bu asetil koenzim A, sitrik asit çevrimine girer ve enerji elde edilir.
Kısacası, metabolizmadaki yanma dehidrasyon tepkimesinin tersi değildir.