Cevap :
Cevap:Köken itibariyle, Latince nihil sözcügünden gelen nihilizm, herhangi bir nesnenin varlığının bulunmadığı, salt varolmamanın olduğu duruma işaret eder. Nihilizm kavramını ilke kez 1799’da, Frederich Henrich Jacobi meslektaşı Johann Gottlieb Fichte’ye yazmış olduğu bir mektupta kullanır. Jakobi bu mektubunda aşkı nihilizmle bağdaştırıp, idealistlerin Tanrı kavramını yok ederek hayali olarak hiçliği var ettiğini belirtir. “Jacobi’ye göre, yalnızca kendisini algılayan akıl ve var olan her şeyi içerisinde eriten sübjektivite üzerinde temellenen idealizm gerçekte bir nihilizmdir.” (Küng, 1980, s. 388.) Ancak nihilizm kendini daha çok Turgenyev’in Babablar ve Oğullar adlı romanından sonra kabul ettirmiştir. Babalar ve Oğullar romanında nihilizm, Bazarov adlı karakterin bütüncül bir inkâra sapmasıyla görülür. Yani Bazarov Rusya’daki devletin, kilisenin ve ailenin otoritesini yadsıyarak anarşist bir şekilde var olan devrimci bir hareket içerisine girerek var etmiştir nihilizmi. Bu durum bir bakıma Nietzsche’nin Hıristiyan ahlakını reddedişine benzemektedir.
Nihilizmin temelinde aslında ilk çağın şüpheci anlayışı vardır. İlk çağın septik anlayışı savunanların akla gelen ilk ismi olan Georgias, hiçbir şeyin olmadığı görüşündedir. Ona göre bir şey var olsa dahi bilinmesi imkânsızdır. Eğer bir varlığın mümkün olabileceği varsayılırsa onun başı ve sonu belli olmayacak sınırsız bir yapıda olması gerekirdi. Böyle sınırsız bir boyuta sahip olacak bir varlığın da kendini belirli bir zamana ve mantığa hapsetmesi akıl alır şey değildir. Dünya da ancak akılla kavranabilir. Duyular yoluyla insanın varabileceği sonucun ise ne kadar gerçeği yansıttığı tartışılır bir durumdadır. Çünkü duyular dünyası herkesin algısıyla başkalaşır.
Açıklama: