Cevap :
Cevap:
Genetik
Hastaların küçük bir grubunda hiçbir zaman, hiçbir koku yeteneği olmamış hastalardır. Bu hastalar koku duyusunu bilmezler ve genellikle bundan mutsuzluk duymazlar. Konjenital durum sıklıkla tek basınadır. Bununla birlikte bazen diğer anamolilerle birlikte olabilir. Konjenital durumun nedeni tam bilinmemektedir.
Koku alma bozukluğunun diğer az görülen nedenleri arasında habis tümörler ve psikiatrik hastalıklar yer alır. Psikiyatrik hastalarda genellikle kokuyu ters algılama (parosmi) veya olmayan kokuyu algılama (fantosmi) görülmektedir. Psikozlarda, depressif hastalıklarda, konfizyonel durumlarda koku yakınmaları olabilir. Şizofreni, depresyon, histeri gibi hastalıklarda koku alma bozuklukları görülebilir.
Enfeksiyon
Üst solunum yolu enfeksiyonu sırasında birçok insan burun tıkanıklığı ve koku almada azalmadan yakınır. Bunların küçük bir bölümünde burundan havalanma sağlandıktan sonra bile koku alma yeteneği geri dönmez. Bu durumun nedeni tam bilinmemekle birlikte koku epitelinde hasarlanmadan söz eden teoriler ileri sürülmektedir. Çünkü üst solunum yolu enfeksiyonlarının çoğu virüslerle olmaktadır ve virüsler sinir dokuyu tutarak koku siniri hasarına yol açabilirler. Hastalardan alınan biyopsiler (koku bölgesinden) koku alıcılarının azaldığını ya da tam olarak kaybolduğunu göstermiştir. Üst solunum yolu enfeksiyonu sonrası olfaktör yetenek kaybı olan kişiler genellikle sağlıklı, 40-60 yaşlarında ve yüzde 70-80 oranında kadındır. Bayanlardaki bu yatkınlığın sebebi açık değildir. Bu hastaların nazal endoskopiyi de içeren baş boyun muayenesinde genellikle muayeneleri doğaldır. Genel olarak Tomografi bulguları da normaldir, koku testlerinde azalma ya da tam kayıplı olarak değerlendirilirler.
Travma
Büyük ya da küçük kafa travması geçirmiş erişkinlerin yaklaşık yüzde 5 ila yüzde 10'unda koku alma kaybı meydana gelmektedir. Diğer taraftan, çocuklarda bu oran yalnızca yüzde 1'dir. Kaybın derecesi, genellikle kafa travmasının şiddetinde bağlı olsa da küçük kafa travmalarında bile total kayıp meydana gelebilmektedir. Kaybın derecesi travmanın bölgesine de bağlıdır. Alın bölgesine darbeler en sık olfaktör kayıp nedeni olmakla birlikte, kafanın arka kısmına olan darbeler beş kat daha fazla oranda total kayba yol açarlar. Kafa travması sonrası koku alma yeteneği kaybı, genellikle genç erişkinlerde yüzde 60 oranında erkeklerde görülür. Bu belki de bu grubun kafa travmasına daha çok maruz kalmasındandır. Koku kaybı, genellikle travmadan sonraki saatler ya da günler içinde başlar. Travmatik kayıpların 1/3 ü iyileşmektedir. Ancak travma sonrası bilinç kaybı 24 saati geçmişse olguların yüzde 90'ında kalıcı kayıp gelişmektedir. yüzde 75 olguda iyileşme ilk üç ayda görülür. İlk on haftada çok hızlı görünen iyileşme sonra yavaşlar ve hiçbir zaman önceki halini alamaz. Ancak aylar sonra başlangıç gösteren hastalar da mevcuttur. Hastalarda fizik muayene ve Tomografi tetkikinde travmaya uğramış bölge saptanabilir. Bazı spesifik vakalarda koku kaybı, anatomik böyle bir deformiteye bağlanabilir.
Zehirler
Bazıları geçici, bazıları kalıcı olarak koku epitelinde toksik etki oluşturan çevresel ve endüstriyel kimyasallar bilinmektedir. Koku epitelinde hasarın derecesi ajanla maruziyet süresine, miktarına ve ajanın toksisite derecesine bağlıdır. Çok sigara içimi de olfaktör kayba yol açabilir.