Dışarda üşüdüğüm o soğuk günlerde beni ısıtan şey kesinlikle evimdi. Ama evimden bahsettiğim hiçbir zaman bir apartman olmadı, olmayacak da. Benim evim onun kalbinin attığını hissettiğim her yerdi. Şimdi yine üşüdüğüm soğuk günlerden birindeyim. Ama bu sefer nankörleştim, bencilleştim. Sadece onun kalbinin atmasını hissetmek yetmedi. Bu yüzden şuan beni ısıtan bir şey yok. Tamamen soğuktan donuyorum. Bu donuş sadece bedensel değil. Daha çok ruhsal. Geçen kış daha soğuktu diyorlar ama ben bu kış daha çok üşüyorum. Nankörlüğün ve onsuzluğun verdiği duyguyla her geçen gün daha da üşüyorum. Artık bu üşümenin, donmanın mevsimlerle alakası da kalmadı. Mevsimlerle ilgisi olsaydı kışın ortasında sevdiğinizle olduğunuzda yaz güneşinde gibi kavrulmazdınız. Ve bunları bana öğreten adam hep sendin. Hep sen oluyorsun. Hep sen olacaksın. Sana burdan sesleniyorum:
Üşümenin sadece bedensel bir eylem olmadığını hiç konuşmadan bana öğreten adam,
sana sevgilerimle.
Yazı bana ait.
Alakasız ama nasıl olmuş?