Her tarafa taşkın bir şeftali rayihasının dolup sindiği durgun sıcak günlerde işsizler takım takım kasabadan inerler, ırmakta yıkandıktan sonra gelip gölgeli çimenlerde yatarlardı. Yüksek dallardaki fazla olgun, ballı şeftaliler saplarından kurtularak dolgun, yumuşak bir sesle yerlere, çimenler içine, yatanların üzerine mütemadiyen yavaş yavaş dökülürdü. Toplamakla biter tükenir şey değildi. Mahsulün yarısı ağaçlarda kalır, böyle pişip oldukça aheste aheste toprağa düşer, karışır, kaybolurdu. Kasabanın çocuk çığlığıyla dolu, gübre kokulu kızgın sokaklarından kurtulanlara bu kuytu, loş, rayihalı yerler ne tatlı gelirdi. Bu hikâye ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Öyküleyici anlatım kullanılmıştır.
B) 3. kişi ağzından anlatıma başvurulmuştur.
C) İzlenimsel betimleme yapılmıştır.
D) İç konuşmaya yer verilmiştir.
E) Hâkim bakış açısı kullanılmıştır.