Cevap :
Diş Macunu
HACİVAT - (Gelir ve söylenir.) Karagöz'üm yine nereye gidiyorsun acaba? Aaaa, durmadan da yalanıyor? (Seslenir.) Aman Karagöz'üm, nasılsın iki gözüm?..
KARAGÖZ - Cımcam cağcuğ... Ohhh!...
HACİVAT - Anlamadım, ne diyorsun?...
KARAGÖZ - Ohhh, muuhhh...
HACİVAT - Allah Allah, neyin var?...
KARAGÖZ - Muğuhhh muğuhhh... Yine ne istiyorsun Hacı Cavcav?
HACİVAT - Bir şey istediğim yok! Seni gördüm de şöyle bir hatırını sorayım dedim ama acayip sesler çıkarıp duruyorsun?
KARAGÖZ - Muuğhkkk... Âmin!...
HACİVAT - Üstelik yalanıp da duruyorsun? Boğazın falan mı ağrıyor.
KARAGÖZ - Sen yoluna git, ben bugün çok iyiyim!
HACİVAT - Hem de çok iyisin öyle mi? Şimdi daha çok merak ettim?
KARAGÖZ - Merak edecek ne var?
HACİVAT - Efendim durmadan yalanıp tuhaf sesler çıkarıyorsun. Seni böyle başkaları görürse ne derler? Aklından zorun mu var?
KARAGÖZ - Aklımdan zorum falan yok, bugün çok güzel bir gün Hacı Cavcav!
HACİVAT - Canım hava güzel, haklısın ama bunun için yalanmak mı lâzım?
KARAGÖZ - Hava değil, benim için çok güzel bir gün oldu.
HACİVAT - Yaaaaa, çok memnun oldum.
KARAGÖZ - Çok memur mu oldun?
HACİVAT - Değil canım, yani bu haberine çok sevindim.
KARAGÖZ - Sağol, teşekkür ederim!...
HACİVAT - İyi ama sebebini söylemiyecek misin? Güzel bir iş falan mı buldun?
KARAGÖZ - Diş falan bulmadım.
HACİVAT - Beni yine meraktan çatlatacaksın? Karagöz'üm neden yalanıp durduğunu başından güzelce bir anlatsan çok iyi olur?
KARAGÖZ - Sabah kahvaltısından sonra oğlum ders çalışmak için arkadaşlarına, hanım komşuya gitti. Ben de köşeme çekilip, iş verecekler beni kolay ve çabuk bulsun diye uyuklayıp beklemeye başladım.
HACİVAT - Uyuklayacağına kendin dolaşıp iş arasan daha iyi olmaz mı? Neyse, sonra?...
KARAGÖZ - Sonraaa... Birden aklıma geldi. Hanım dişlerini fırçalayıp gitti, oğlum da... Hele bir de ben şu işi yapayım dedim.
HACİVAT - Aferin Karagöz'üm, sonra?...
KARAGÖZ - Sorup durma da söyleyeceğimi unutmayayım! Derken efendim, musluğun başına gittim, hanımın bana aldığı , hiç kullanmadığım diş fırçasını buldum.
HACİVAT - İyi ama bunları yalanlamakta ne ilgisi var?
KARAGÖZ - Dinleyeceksen doğru dinle, pataklarım ha!
HACİVAT - Tamam, dinliyorum!...
KARAGÖZ - Sonra dış macunu aradım, yok... Aaaa, bir de baktım mutfakta unutmuşlar. Hemen alıp fırçanın üstüne sürdüm. Aman bir güzel kokuyor.
HACİVAT - Tabii, mis gibi kokar da insanın ağzını da ferahlatır.
KARAGÖZ - Ooohhh, mis gibi çikolata kokuyor!
HACİVAT - Demek ki kakaolu diş macunu da çıktı.
KARAGÖZ - Fırçayı ağzıma sokup macunu dişlerime bir güzel sürdüm. Aman ne güzel Hacı Cavcav! Tadı da çikolata gibi... Başladım macunu yemeye...
HACİVAT - Allah iyiliğini versin, diş macunu yenir mi?
KARAGÖZ - Hem de nasıl?... Fırçayı yaladım da, tüpü de sıkıp macunun hepsini yedim.
HACİVAT - Bu nasıl diş macunu imiş?...
KARAGÖZ - Diş macunu değilmiş... Hanım oğluma iyi not aldı diye tüp çikolata almış... Gelince bağırmaya başladı. Ben de evden kaçtım. (Gülerek giderler.)