Cevap :

Cevap:

Pierrot" başlıklı hikâyede bir köpeğin başından geçenleri anlatıyor Mopasan.Zaten köpeğin ismi aynı zamanda hikâyenin başlığı olan 'Pierrot'.Küçük bir evde ikâmet eden dul bir kadının bahçesindeki soğanlar çalınır bir gün.Kadın, hizmetçisi ile beraber:"Gelecekte daha neler neler olacak bu gidişle?" kaygısıyla bir köpek almaya karar verirler.Para ödemeden bulabildikleri işte bu "Pierrot" ismini verdikleri küçük köpektir.Dul kadın köpeğin özellikle küçük olmasına gayret eder:Küçük köpeklerin beslenme masrafı,büyük olan köpeklere kıyasla daha düşük olacaktır.Dul Madame köpeğin vergisini hiç düşünmemiştir(!).Yılda sekiz frank vergi ödemek gerektiğini duyduğunda baygınlık geçirir...Ve Pierrot'nun 'Taşlı Tarla'ya yollanması kararlaştırılır.Taşlı tarla artık istenmeyen köpeklerin atıldığı,yerin metrelerce aşağısında,artık kullanılmayan bir maden ocağının girişidir.Bir adam aranır ve bulunur;pazarlık yapılır, 'taşlı tarla'ya Pierrot'yu götürmesi için uzlaşılır.Pierrot atılır taşlı tarlaya.Madam vicdan azabıyla yanar ilk gece.Ertesi akşam hizmetçisiyle beraber Pierrot'yu beslemeye giderler.Bir akşam,iki akşam derken çukurda iri bir köpeğin havlama sesini duyarlar. Madam elindeki ekmeği atarken köpeğine(!) seslenir,her defasında:"Pierrot,Pierrot bu sana." diye tasrih eder; mamafih boşunadır çabaları.İri köpek kapar her defasında atılan ekmekleri.İki kadın bakışırlar ve Madam: "Çukura atılan her köpeği ben besleyecek değilim ya! Bu işten vaz geçmeli." der.Kalan ekmeği yiye yiye dönüşe geçer Madam