Sevgi, doğayı çok seven bir çocuktu. Okulun bahçesinde yeşilliklerin üstünde, ağaçların altında vakit geçirmekten çok hoşlanıyordu. Arkadaşlarıyla ağaçların altında buluşuyor, teneffüslerde orada muhabbetler ediyorlardı.
Sevgi, doğaya bu kadar ilgili bir çocuk olduğu için babası köy evine bir bahçe yapmıştı. Bu bahçe ağaçlar, çiçekler ve bir takım hayvanlar bulunmaktaydı. Evleri de ormanın tam kenarında yer alıyordu. Okulların tatile girmesinin ardından köylerine giden Sevgi ve ailesi yaz aylarını orada geçirecekti.
Köydeki evlerinde bahçede gündüzleri vakit geçiren, kitap okuyan, çiçekleri sulayan, ağaçları seyreden Sevgi, evlerinin hemen önündeki ormanda birkaç gecedir araç sesleri duymakta ve ışıklar görmekteydi.
Bir gece yatağından kalkıp, odasının penceresinden ormanı seyretmeye başladı. Beklediği gerçekleşti. Uzaktan gördüğü ışığın, yaklaşınca araba farı olduğunu anladı. Ormana bir kamyonet girmişti. Çok geçmeden elektrikli testere seslerini işitti. Tahmin ettiği gibi kaçak ağaç kesen adamlar olduğunu anladı.
Sabah durumu babasına haber verdi. Çok üzüntülüydü. Babasıyla birlikte ormana gittiler. Bazı ağaçların düzensiz ve özensiz kesildiğini gördüler. Bu işin kaçak olduğunu anladılar. Zaten odun için ağaç kesme mevsimi de değildi. Ormanın resimlerini çektiler.
Sevgi ve babası Orman ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne giderek resimlerle birlikte bir şikayet dilekçesi sundular. Ertesi gün görevliler nöbet tutmak için Sevgiler’in bahçesine geldi. Gece kaçak ağaç kesenleri suçüstü yakaladılar ve sabah cezalarını vermek için mahkemeye sevk ettiler.
Babası, Sevgi’nin duyarlılığı için ona teşekkür ederken, devlet görevlileri de ertesi gün Sevgi için birçok çiçek ve ağaç fidanını hediye olarak göndermişlerdi.
