Zavallı Koca! Hareminin mutasarrıfe olduğu eve celb ve cem ettiği otuz kedinin ta’cîzât ve tasdiâtından artık bizâr olmuştu. Evin içinde sâhib-ül-beytten ziyade bir reviş-i âmirâne ile kuyruklarını kaldırıp, bu bedbaht kocaya bir nazar-i istihfâf ve istihkaar atfederek dolaşan bu kirli hayvanât, kanapelerini istilâ etmiş, koltuk sandalyalarında uyurlar, o senenin soğuk kışında, ısınmak için yaktığı ateşin karşısında düşünürler, sofralarında, odalarında sâmia- hırâş sesleriyle kavga ederlerdi. Günden güne etvâr-i küstâhânelerini artırarak tekessür eden kediler, bu adama, evinde bir câ-yi tevakküf bırakmamağa başladılar.
Metindeki fiilimsileri bulur musunuz?